18 Nisan 2024
  • İstanbul16°C
  • Ankara15°C

"DİL DEVRİMİYLE TÜRKÇE'NİN İSLAMİ RUH KÖKLERİ KURUTULMUŞTUR"

Yeni Şafak gazetesi yazarı Yusuf Kaplan, ana teması, "İlim Membaı Maveraünnehir" olarak belirlenen "5. Uluslararası Türkiye Arapça Kitap ve Kültür Günleri"ne konuk oldu.

"Dil devrimiyle Türkçe'nin İslami ruh kökleri kurutulmuştur"

09 Kasım 2020 Pazartesi 15:30

Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı'nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen "Dil, neden bir medeniyetin ruhudur?" başlıklı söyleşi, yeni tip koronavirüs tedbirleri kapsamında aynı zamanda merkezin YouTube kanalından canlı olarak yayınlandı.

Türk toplumunun moderniteyle karşılaşma deneyiminin kendine has özellikleri olduğunu belirten Kaplan, celladına aşık olmuş bir toplumun fertleri olarak batıyla karşılaştığımızı söyledi.

- "İddialarını yitiren hiçbir toplum varlığını sürdürememiştir"

Bir toplumun başına gelebilecek en büyük felaketin başına neyin geldiğini bilmemesi olduğunu ifade eden Kaplan, "Daha da kötüsü bilmediğini bilmemesi, en kötüsü ise celladına aşık olmasıdır." dedi.

Kaplan, Türk toplumunun ruhunu yitirme tehlikesi içerisinde olduğuna değinerek, "Bu toplum iddialarını terk ediyor, iddialarını terk eden bir toplum ülkeyi terk eder. Çünkü ülküsünü terk etmiştir o, çünkü ilkesini terk etmiştir. İlkesi kalmadığı için ülküsü de kalmamıştır, ülküsü kalmayanın ülkesi de kalmayacaktır. İddialarını yitiren hiçbir toplum varlığını sürdürememiştir." ifadelerini kullandı.

- "Öncü kuşaklar bizi geleceğe taşıyabilir"

Öncü kuşakları olmayan toplumların geleceğe yürüyemeyeceklerine dikkati çeken Kaplan, şunları kaydetti:

"Geleceği yaşayan öncü kuşaklar bizi geleceğe taşıyabilir. Bu yüzden Sezai Karakoç'u gençlerin tanımasını istiyorum. O, çağımızda bizim dilimizi kuran, çağrısı çağını kuracak bir medeniyet yolculuğunun gramerini çıkartan bir mütefekkir, bir ahlak anıtı dolayısıyla bir sanatçıdır. Sezai Karakoç, bu dünyada yaşayan ama bu dünyayı yaşamayan birisidir. Bizim klasik metinlerimizde sahabe, 'şafak yağmurları' olarak tarif edilir. Tarihi yapan insanlar, kendini bilen, kendini bulan, kendi olan, kendini aşan ve kendinden geçen insanlardır. Teşbihte hata olmaz, Sezai Karakoç yaşayan sahabedir. Bizim önümüzü açacak insanlar bu insanlardır. Bir ülkenin önünü öncüler açar o öncüler de 'sahabevari' insanlardır, şafak yağmurları olacak insanlar."

Yusuf Kaplan, dil meselesinin bir medeniyet meselesi olduğunun altını çizerek, eğer böyle bakılmazsa insanlığı götüreceği yerin ırkçılık olacağını anlattı.

Dünyanın ihtiyacını hissettiği, söylenebilecek tek bir söz olduğunu dile getiren Kaplan, "Dünya bize gebe, biz hakikate. Bu dünyaya söylenecek tek bir söz var, onu söyleyecek biziz ama biz yokuz. Yok oluyoruz." ifadelerini kullandı.

Kaplan, gençlere yeterli eğitimin verilmediğine dikkati çekerek, "Bir eğitim sisteminin 5 şeyi çocuklarına vermesi gerekir. Ruh, ideal, ahlak, özgüven, tevazu yani saygı. Biz ülkenin öncü kuşaklarını yetiştirmesi, tohumları ekmesi için 'Medeniyet Tasavvuru Okulu' kurduk. Bir medeniyet çökmüşse o medeniyetin çocukları konuşamazlar. Konuştukları dil kendilerine ait değildir. " dedi.

- "Dil devrimiyle Türkçe'nin İslami ruh kökleri kurutulmuştur"

Dilin iki boyutu olduğunu anlatan Yusuf Kaplan, "Dilin bir lafzi bir de mana boyutu vardır. Türkiye'de dile iki büyük müdahale yapıldı; harf devrimi ve dil devrimi. Herkes harf devrimini cinayet olarak anlatır ama asıl müdahale dil devrimidir. Dil devrimiyle Türkçe'nin İslami ruh kökleri kurutulmuştur." diye konuştu.

Kaplan, İslam dünyasının iki büyük medeniyet krizi yaşadığını aktararak, "Birinci krizde moğol ve haçlı saldırılarıyla İslam dünyası her şeyini kaybetti. Bu dünya mülküne dair sahip olduğu her şeyi kaybetti ama bir tek 'kendisine olan güveni' yitirmedi. Neredeyse 200 yıldır yaşadığımız ve bugün de devam eden ikinci medeniyet krizimizde ise maalesef böyle bir şey var; kendimize olan güveni yitirdik." değerlendirmesinde bulundu.

Bir medeniyetin, ruhunu koruyabilirse varlığını sürdürebileceğine ve geleceğe yürüyebileceğine vurgu yapan Kaplan, "Nasıl koruyacak ruhunu? Medeniyet fikri ve dili inşa ederek. Bu medeniyet dilini kurmak için 3Z formulü vardır. Birincisi müslüman zihninin çökmesi, ikincisi müslümanca yaşama zeminin çökmesi, üçüncüsü müslüman zamanının çökmesidir. Yapmamız gereken zihnimizin seküler zihin kalıplarıyla çağdaş hurafeler çöplüğüne dönüştüğünü görmek ve bunlardan kendimizi arındırmak. Böylece 3Z'yi yeniden inşa etmektir." şeklinde konuştu.

Bu yıl beşincisi düzenlenen "Uluslararası Türkiye Arapça Kitap ve Kültür Günleri", 12 Kasım'a kadar çeşitli etkinliklerle devam edecek.

"İslam dünyasından alimler ve akademisyenlerle geleneğimizin izinde çevrim içi buluşuyoruz!" sloganıyla gerçekleştirilen ve ana teması, "İlim Membaı Maveraünnehir" olarak belirlenen program, çevrim içi olarak takip edilebilecek.

İslam dünyasının dört bir yanından ilim adamları ve akademisyenlerin katılacağı seminer, konferans ve paneller sosyal medyadan ve "www.arapcakitapgunleri.com" üzerinden canlı yayınlanacak.

İSTANBUL (AA)

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.