- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
09 Kasım 2025- İstanbul14°C▼
- Ankara6°C
- İzmir16°C
- Konya6°C
- Sakarya12°C
- Şanlıurfa15°C
- Trabzon17°C
- Gaziantep11°C
EBUBEKİR SİFİL'DEN: OSMANCIKTAN SONRA
Bizimki gibi son derece zengin ve bir o kadar önemli bir tarihe sahip olup da ona bizim kadar ilgisiz kalan, hoyratça davranan, hakaret eden, hatta "ihanet" eden bir başka toplum var mıdır acaba? Osmanlı, tarihte eşine az rastlanan bir cihan devleti olara

Çünkü oralarda Osmanlı'yı Osmanlı yapan unsurlardan hiç biri yok. Seyircinin gözüne sokulan cinselliği mi desem, kostümlerdeki yapaylığı mı... Senaryolardaki çarpıtmalardan mı söz etsem, sanat diye yutturulan basitliklerden mi... Bunların üstünde ve ötesinde, bu filmlerdeki en temel arıza, Osmanlı'yı olduğu gibi anlatmanın asgari şartı olan seviye, dil, algı ve ifade sığlığı...
Oryantalistler bile eminim daha iyisini yapardı. Bu yapımların atına imza atanlar bu topraklara dışarıdan mı geldi diye sırası geliyor insanın...
Tam bu noktada rahmetli Tarık Buğra'nın "Osmancık"ını anmamak, aramamak mümkün mü?
TRT'nin yüzakı yapımlarından biriydi gerçekten. Bugünlerde piyasayı saran pespayeliklere inat yeniden yayına koymayı düşünürler mi, bilmiyorum; ama neredeyse hiç tanımadıkları o dünyayı, kendi dedelerini, asıllarını, aidiyetlerini yeni nesillere en iyi anlatacak vasıtalardan biri olarak bu tarz yapımlara ihtiyaç bulunduğu çok açık.
Osmanlı'nın anlatılmaya, yeni nesillere tanıtılmaya değer yanı kalmadı mı? Osmanlı'daki sosyal hayatı, dinî hayatı, dünya algısını, tekkeleri/dergâhları, medreseleri, ekonomiyi, sanatı, kültürü, coğrafyayı, mimariyi, devletlerarası münasebetleri, gazayı, sulhü, kuruluşu, yükselişi, çöküşü, ihanetleri, sadakatleri... yeterince anlattık mı? Bütün bu alanlarda işin hakkını veren yapımlar gerçekleştirdik mi? Osmanlı'nın yetiştirdiği tek bir simanın, bir ilim adamının yahut gönül adamının hayat hikâyesi bile rahatlıkla dizi konusu yapılabilir...
Bu ülkenin Osmanlı'yı önemseyen kesimlerinin imkânları bunları yapmaya elbette fazlasıyla yeter. Bugün niye Osmancık'ı arayacak reddeye geldik? Neden mevcudu tekrara bel bağlamak durumundayız ki?
Bu eksiklik, kocaman bir vebal olarak bu ülkede yaşayan Müslüman servet sahiplerinin, senaryo yazarlarının, yapımcı ve yönetmenlerin omuzlarında durmaktadır. Osmanlı'yı bu ülkenin çocuklarına siz anlatmazsanız, başkaları başka biçimlerde ve başka maksatlarla anlatmaya devam edecektir...
20.03.2012 Milli Gazete
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.