EDEBİYAT MEVSİMİ GELDİ

SALİHA SULTAN \ VAHDET

İlkbahar, yaz… Sonbahar, kış… Şairlerin “gözleri kapalı” dinlediği, yazarların “huzur” veren başkahramanı; nice kitabın ve derginin tozlu sayfalarından silüetiyle, sokaklarından dökülen aşk dolu mısralarıyla, yedi tepesinden göğe doğru süzülen geçmiş ve gelecek hayalleriyle arz-ı endam İstanbul’un artık “beşinci mevsim”i bu yıl yedincisi düzenlenen Edebiyat Mevsimi. Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi’nin şiir şehir İstanbul’a kazandırdığı, İBB Kültür Daire Başkanlığı’nın bütün imkânlarıyla ve ısrarla arkasında durduğu Edebiyat Mevsimi, bu yıl bir hafta boyunca İstanbul’u resmeden resimlerin olmazsa olmazı Sultanahmet’te bugün başlıyor. Edebiyat Mevsimi’nin 17 Ekim Cumartesi günü gerçekleşen basın toplantısında, bu başarılı organizasyonu düzenleyenleri dinledik. Ve İstanbul’u iyice etkisi altına alan, sokakları hazan yapraklarına bürüyen bu sonbahar günlerinde, kimi zaman edebiyatımızın “hazan yaprakları”, kimi zaman da “yeşeren filizleri” diyebileceğimiz,  dergilerimizle dolu bir Edebiyat Mevsimi’ne girdiğimizin müjdesiyle ısındık… Bu yılki Edebiyat Mevsimi’ni yaşamak, vefaya yahut ön yargısız, geniş bir ufukla ülkemizdeki bütün fikirlerin kucaklamasına şahit olmak isteyenler 19 Ekim-24 Ekim tarihleri arasında Kızlarağası Mehmed Ağa Medresesi’nin beş asırlık çatısı altında gerçekleşecek festivale katılabilir.

Edebiyatın güzelliğini anlatmak dergilere düşüyor

Bu yıl “Hür Tefekkürün Kalesi: Dergiler” temasıyla edebiyatseverlerle buluşan etkinliğin basın toplantısında konuşan İBB Kültür Daire Başkanı Abdurrahman Şen, etkinliğin Türkiye’nin en büyük edebiyat organizasyonları arasına girmeyi başarmasından duyduğu memnuniyeti “Bir etkinliğin her yıl katlanarak büyümezi nadir görülen bir durumdur. Edebiyat Mevsimi’nin yedinci yıla ulaşmasında TYB İstanbul Şubesi’nin azmi, gayreti ve tutarlılığı büyük rol oynuyor. Edebiyatın güzelliğini anlatmak zordur. Bu güzelliği anlatmakta en büyük görev ise dergilere düşüyor. Bu sebeple bu yıl temanın “Hür Tefekkürün Kaleleri: Dergiler” olmasını çok isabetli bir karar. Başkanımız Kadir Topbaş’ın İstanbul’un kültürünün her alanına sahip çıkma prensibinden hareketle büyük bir başarıya imza atan Edebiyat Mevsimi’nin her yıl bizi yeni baharlara, mevsimlere taşımasını diliyorum” sözleriyle ifade etti.

Gençlerin de anlayacağı bir dil kullanacağız

TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı, temayı belirlerken Türkiye’nin bütün değerlerini dahil ettiklerinin, hiçbir oluşum veya gruba yaslanmadan bütün fikirlere açık olduklarının altını çizerek TYB İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu’na dergilere böyle geniş bir ufuktan baktıkları için teşekkür etti. Hafta boyunca Kızlarağası Medrese’sinde yüz kadar şair ve yazarın çeşitli oturumlarda konuşacağını, Necip Fazıl’dan İsmet Özel’e, Ahmet Kabaklı’dan Osman Yüksel Serdengeçti’ye, Nuri Pakdil’den Sezai Karakoç’a dergiciliğimizin yapıtaşlarına vefa gösterileceğini ifade eden Bıyıklı; “Bu yıl Edebiyat Mevsimi’ni ilan ettiğimizde özellikle sosyal medyada gençlerimizin heyecanına şahit olduk. Onların dergiler için duyduğu heyecan bizi de heyecanlandırdı. Etkinliğimizin bu yılki gündeminde, gençlerimiz için etkinliklerin dilinin değişmesi gerekliliği de olacak. 80’lerde, 90’larda dergileri satır satır çizerek okuyan bir nesil vardı. Bugün gençleri o dönemdeki kuşak kadar sabırlı değil. Bu sebeple festivalde gerçekleşecek programlarda bugünün gençlerinin de anlayacağı bir dil kullanılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu amaçla, gençler için dinletiler ve belgesel gösterimleri de yapacağız” diyerek festivalde ilan edilen programlar dışında birçok sürprizin de yer alacağını söyledi. 

Dergiler ıssız dağ başlarında yanan çoban alevi gibidir; hem ısıtırlar, hem ışıtırlar

Festival Koordinatörü ve TYB İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Akın ise konuşmasına “Dergiler ıssız dağ başlarında yanan çoban ateşi gibidir. Hem ısıtırlar, hem ışıtırlar” sözleriyle başladı. Dergisi olanın, derdi olduğunu belirten Akın; “Dergilerimiz Türkiye’nin edebi sıçrayışlarını ifade eder. Onlara baktığımızda katettiğimiz mesafeyi görürüz. Kara siyasaya ve piyasaya karşı en anlam duruşu yine edebiyat dergilerimizde görürüz. İnsanları kısır gündemden kurtaracak ve esas gündemle buluşturacak, “bir kalbiniz var” diyecek mecralar dergilerimizdir. Bu sebeple, bütün bu duruşları sergileyen dergileri birleştirmek, hepsini iki kapak arasına alıp cem etmek, bir söz korosu oluşturmak için bu yılki temamızda “Hür Tefekkürün Kaleleri: Dergiler” dedik” sözleriyle dergilerin edebi ve fikri direnişimizin kalesi olduğunu ifade etti. 

Basın mensuplarının ilgiyle takip ettiği Edebiyat Mevsimi basın toplantısına, Ali Haydar Aksal, Hüseyin Karaca, Özcan Ünlü, Yunus Emre Özsaray, Yusuf Dursun, Bahtiyar Arslan, Bestami Yazgan, Muzaffer Doğan, Selvigül Şahin, Osman Akkuşak, Şakir Kurtulmuş, Gürsel Tanrıverdi, Abdulhamit Güler, Bünyamin Yılmaz, Kaan Burak Şen gibi günümüz edebiyat dergilerinin mutfaklarında ve sayfalarında yer alan şair ve yazarlar da katıldı.