- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
09 Kasım 2025- İstanbul20°C▼
- Ankara18°C
- İzmir20°C
- Konya17°C
- Sakarya23°C
- Şanlıurfa25°C
- Trabzon17°C
- Gaziantep22°C
EKREM DUMANLI'DAN: PKK'NIN AKIBETİ KADDAFİ GİBİ OLACAK
Yozgat'ta yaşanan ve ajanslara yansıyan şu manzaraya hangi yürek dayanır: Yetkililer şehit Üsteğmen Murat Berk'in ailesine acı haberi vermek için yola çıkmış. Tedbir olsun diye yanlarında bir de ambulans bulunmakta.

PKK, kar topu gibi büyüyen sosyal bir gerçeği fark etmiyor: İşledikleri korkunç cinayetler yüzünden vicdanlardan yükselen isyan onları çok yakın gelecekte karanlığa boğacak. Bunu Kürtler yapacak, Kürt olmayanlar yapacak! Bir anneyi karnındaki bebeği ve yanında bulunan altı yaşındaki çocuğuyla öldüren bir örgüt ayakta kalabilir mi? Sabah namazını kıldırmak için evinden çıkan bir imamı sırtından vuran katiller özgürlük savaşçısı sayılabilir mi? İmam hatip öğrenci yurdunda kalan yavruları diri diri yakmak için onlarca molotof kokteyli atan şer şebekesinin meşruiyetinden bahsedilebilir mi? Ekmek parası için onca zahmete katlanıp fırında çalışan ve kışlaya ekmek götüren bir işçiyi hunharca katleden bir örgüt hak ve adaletten söz edebilir mi?
Kürt sorununda yeni bir aşamaya gelindi. Kürtler adına mücadele verdiğini söyleyen örgüt öyle korkunç eylemlere imza attı (ve atıyor) ki artık bu örgüt hakkında yapılacak hiçbir misilleme, 'haksız' sayılamaz. İstisnasız herkes "Artık yeter!" diyor. Daha düne kadar şöyle ya da böyle PKK'ya sıcak mesajlar veren uluslararası güçlerin bile sabrının taştığı görülüyor. Hafta içinde AB yetkililerinin ve ABD'nin verdiği tepkiyi bir de bu gözle okumak gerekiyor.
Savaşın bile bir hukuku vardır, bir ahlakı vardır. Bu kadar acımasız, kuralsız, şımarık, despot bir örgütün halkın bir bölümü için özgürlük mücadelesi vermesi şöyle dursun, kendi içinde bir huzur vaat etmesi bile mümkün değil. Bugüne kadar PKK'ya sempati ile bakan insanlar bile son aylarda yapılan katliamlar nedeniyle bu örgütten nefret eder hale geldi. En azından yapılanların arkasında eskisi gibi duramıyorlar. Neden? Çünkü örgütün üst düzeyi tarafından göze alınan çılgın ve vahşi saldırılar herkesin vicdanını kanatıyor. Örgütün 'hak arayan' maskesi düştü ve bu arada ortaya çıkan çehre bu organizasyonu taşeron haline getirdi. Kürtleri de kapsayan anlamsız katliamların tek açıklaması var: Türkiye'nin büyümesinden rahatsız olan güçler, örgütü kullanıyor.
Hafta içinde Kaddafi, Libyalılar tarafından linç edildi. Oysa vaktiyle doğru işler yapabilir, halkının gönlüne girebilirdi. Ancak o, Stalinist bir yönetim anlayışını tercih etti. En yakınından en uzağına kadar insanları öldürdü, o kan ve kemikler üzerinde zulüm imparatorluğu kurdu. Uyardığı korkunun ve mürailerden inşa ettiği övgünün ilelebet süreceğini sandı. Akıbeti ortada. PKK'nın içinde onlarca Kaddafi var. Kürt halkı onların umurunda değil. Onlar dağda kurdukları despotik hegemonyanın kıyamete kadar sürmesini; bunun için de daha çok kan dökülmesini istiyor. Bu arada insanların vicdanı kan ağlıyor. Bu ağıt artık göklerin kapısını zorlayacak bir bedduaya dönüştü. Kürtler, terlikle kovalayacak bu Kaddaficikleri. Tabii ki bu ülke demokratik hak paylaşımında cesaretle yoluna devam edecek, hukukun dışına çıkmayacak. Bu arada herkesi silah zoruyla esir alabileceğini düşünen eşkıyaya da gereken ders verilecek; verilmek zorunda. Çünkü tam zamanıdır. Annelerin feryadı, "Teröristin hakkından gelin gayrı." diyor. Dünya konjonktürü de böyle dediğine göre daha ne bekleniyor ki...
24.10.2011 Zaman
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.