09 Kasım 2025
  • İstanbul19°C
  • Ankara17°C
  • İzmir19°C
  • Konya16°C
  • Sakarya21°C
  • Şanlıurfa22°C
  • Trabzon16°C
  • Gaziantep21°C

ELİF ÇAKIR'DAN: ‘ÇAXTIRAN ÇAXTIRA’

Demogoji yapmış. Çalakalem yazmış. Tıpkı siyaseten ne istediklerini bilmedikleri gibi ne yazacağını da bilememiş.

Elif Çakır'dan: ‘Çaxtıran çaxtıra’

Çalafikir siyaset yapanların mektuplarını da çalakalem yazdıklarını gördük bu metinde. Öyle derinlemesine analizler gerektirmediği gibi yer yer gülümsettiğini de söylemeliyim.

Öncelikli olarak, “Tam barışıyorduk ki Kürtler savaşa yine başladı” sözünü kutsal metinlerin “..ve herşey böyle başladı!” sözlerine benzetmiş ve ikisi arasında bu kadar benzerlik olduğu için de hayli şaşkınlık yaşamış..

Bengi Yıldız “demokratik özerklik”i öğrenmemiz için adres olarak google öneriyordu ancak ben bu sefer Aysel Tuğluk’u google mı yanılttı diye düşünmeden edemedim.

Hangi kutsal metinde görmüşse böyle bir cümle bilmiyorum, ancak sadece İncil’de “herşey sözle başladı” anlamında “başlangıçta söz vardı!” ifadesi yer alır; “herşey böyle başladı” ifadesine ise ancak şarkı sözlerinde rastlayabilirsiniz.

***

Söz; kelamdır, manadır, lafızdır. Ayrıca söz, vaattir, taahhüttür, anlaşmadır, kavildir. Fakat “söz” hiçbir zaman “ağzı laf yapmak”la eşdeğer değildir, öyle eşbaşkanlığa falan da benzemez.

Keşke söyleyecek daha tutarlı sözleri olsaydı Tuğluk’un. Öyle anlaşılıyor ki, BDP vekillerinin seçimden bu yana yaşadıkları depolitizasyon sürecinin kafa karışıklığı yansımış cümlelere.

PKK’nın son silahlı eylemleriyle kendi ayağına sıkmış olmasının verdiği bir rahatsızlıkla “yumuşak üslup” kullanmaya çalışmış Aysel Tuğluk.

Ama devletin PKK’ya silahı bırak dayatmasını kabul edilemez bulurken ve müzakere sürecini “gücümü kabul edin verdiğimle yetinin” cümlesiyle nitelendirirken, yine aynı şiddet dilini sözlerinin arasına sokuşturmuş: “Kürtler bu dayatmayı kabul etmezler, ölürler yine kabul etmezler.”

Hadi kabul edelim ki devlet “gücümü kabul edin verdiğimle yetinin” diyor, peki ya Kürt siyasetinin “gücümüzü kabul edin, her istediğimizi verin yoksa herşey çok kötü olacak, terör şehre inecek” tehditleriyle süreç yürür mü?..

Arada sırada ortaya çıkıp Kürtler adına “hüküm vermek”ten bahseden Tuğluk’un acaba hiç mi dikkate değer bir cümlesi yok diye düşününce, kendi adıma en çok “çocuklar daha fazla ölmeden harekete geçmek lazım” serzenişini önemsedim.

Keşke aynı Tuğluk, bir yıl önce “örgüt”ten kaçmaya çalışırken PKK tarafından işkenceyle öldürülen beş kadın için de üzülebilseydi ve karşı çıkabilseydi.

“90 yıldır halkların nefesini kesen bir devletten söz ediyoruz” derken de Tuğluk’un gerçekten bu coğrafyada yaşayan “hepimizden” söz ettiğini hiç hissetmedim. Çünkü, o devletin sadece Kürtlere zulmettiğini düşünüp siyaset yapıyor. Diğerleri adına bir gün çıkıp bir cümle söylediğine şahit olmadık.

Nihai kanaatim odur ki, BDP’li vekiller Meclis’ten uzak kaldıkları dönemde (kendi aralarında o kadar toplanmalarına rağmen) Aysel Tuğluk’un mektubundaki kadar sığlaşmışlarsa, bir an önce Meclis’e gelip performanslarını arttırmalıdırlar.

29.09.2011 Star
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.