- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
08 Kasım 2025- İstanbul15°C▼
- Ankara10°C
- İzmir15°C
- Konya11°C
- Sakarya12°C
- Şanlıurfa19°C
- Trabzon17°C
- Gaziantep12°C
ERCAN YILDIRIM'DAN: ABD’NİN İMPARATORLUK VİZYONU VE TÜRKİYE’DEN BEKLENTİLERİ
“İslamcılığın anlamlı bir siyasal güç olarak ayakta kalmasını sağlayacak olan tek şey, Batılı siyasal düşünce ve siyasal deneyimin genel özelliklerinin entegrasyonudur.

Graham Fuller, 2008’de yayınlanan Yeni Türkiye Cumhuriyeti kitabında “dünyanın birçok bölgesinde bir zamanlar ABD’nin sadık müttefiki olan ülkeler artık bu şekilde nitelendirilebilir değildirler. Türkiye’de bu trendin bir parçasıdır.” diye yazarken, Türkiye’nin Davudoğlu ile girdiği dış politika kulvarını iyiden iyiye deşmiş, ABD imparatorluğunun tek güç olması ile ilgili bölgesel alternatifleri değerlendirmiş ve AKP’ye sopasını göstermişti: “AKP, siyasi düşmanlarını, özellikle de Kemalistleri ve orduyu kenarda tutabilmek için Washington’la iyi ilişkilere sahip olmak istemektedir. ABD ve AB’nin Türkiye’de demokratikleşme ve liberalleşmeye destek vermesi, Türk siyasetinde İslamcıların konumunu doğrudan sağlamlaştırmaktadır.”
2010 yılında yayınlanan İslamsız Dünya’da Haçlı Seferleri ekseninde İslam’ın fetih ve cihad anlayışını inceleyerek, “İslamsız Dünya”yı sorgulayıp İslam ile cihadın arasını açmaya çalışıyordu.
ABD’nin istihbaratçı düşünürleri geleceği tahmin edebilme konusunda gerçekten yetkinler. Medeniyetler Çatışması tezi sadece geleceği okuyabilme yeteneği değil, geleceğe hazırlanma yöntemiydi bir anlamda. Çünkü Küresel Medeniyetin yetkeyi ABD imparatorluğundan almaya başladığı dönemlerde kaleme alınmıştı.
Türkiye ve ABD Arasında Görev Dağılımı
Küresel Medeniyet karşısında hiçbir devletin tek başına dünyaya hakim olma ihtimali yok. ABD müthiş sanayi üretimi, ekonomik genişliği ve askeri gücüyle Küresel Medeniyetin en etkili gücü ama eskisi gibi kontrol mekanizmasını tam olarak yerine getiremiyor.
Brzezinski Stratejik Vizyon’da “öngörüleri”ni Türkiye üzerinden yaparak ABD’nin tekrar imparatorluğu devralması için gerekenleri sıralıyor. Diğer istihbaratçı – düşünürler gibi tarihe vurgu yapıyor. Türkiye'nin seküler Kemalist proje sayesinde ömrünün uzadığını vurguladıktan sonra, devletin varlığının devamı için gerekenleri açık açık yazıyor.
Bunların içinde en belirgini “Türk olan Orta Asya devletleri, şimdi Türkiye’yi bekliyor” fikri. Brzezinski nezdinde imparatorluk Türkiye’den çok şey bekliyor. Ortadoğu'da düzeni tesis etmesini istiyor ama fazla ileri gitmemesi için uyarıyor da. Üstelik İslam dünyasının tamamında gelişebilecek “aşırı” güçleri de durdurmasını bekliyor. Peki bu ne ile olacak? Osmanlı vizyonuyla yani ulus devlet olarak kalıp emperyal vizyona sahip olmakla.
Bunların içinde en belirgini “Türk olan Orta Asya devletleri, şimdi Türkiye’yi bekliyor” fikri. Brzezinski nezdinde imparatorluk Türkiye’den çok şey bekliyor. Ortadoğu'da düzeni tesis etmesini istiyor ama fazla ileri gitmemesi için uyarıyor da. Üstelik İslam dünyasının tamamında gelişebilecek “aşırı” güçleri de durdurmasını bekliyor. Peki bu ne ile olacak? Osmanlı vizyonuyla yani ulus devlet olarak kalıp emperyal vizyona sahip olmakla.
Ha tabi “Türkiye zaten önemli vesilelerle, genel olarak Batı’yla ve özelde Avrupa’yla açıkça bağlantılıdır.” diyerek AB’nin içinde “haberci” olma görevini ifa etmesini de bekliyor.
Ortadoğu ve Avrupa’yı dengelemek neyse ya yeni ABD vizyonunda Asya içlerine de Türkiye’nin gitmesi var.
Peki ya gitmezse? Fuller’in yazdığı kitaplarda cevabı var. Brzezinski’de söylüyor. Başbakan’da bu hedeften sık sık bahsediyor: Türkiye 2023’e emperyal amaçları olan büyük bir devlet olarak girecek.
Peki ya gitmezse? Fuller’in yazdığı kitaplarda cevabı var. Brzezinski’de söylüyor. Başbakan’da bu hedeften sık sık bahsediyor: Türkiye 2023’e emperyal amaçları olan büyük bir devlet olarak girecek.
Tabi Lozan’dan çıkışta İsmet İnönü’nün sözünü sık sık tekrarlayan İsmet Özel’in vurguladığı gibi "kazandığımız bir yüzyılı da görebilecek miyiz?"
Yorumlar
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.