- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
ERDAL ÇAKIR: SEVMEK

07 Eylül 2024 Cumartesi 13:53
“İlahî,
Seni bir tek ben sevmedim
Ama ben bir tek seni sevdim”
Muhyiddin ibn Arabî
Yukarıdaki satırları gördükten sonra, ne kendimden eminim ne halimden ne de yazdıklarımdan. Edebi sanatlardan sehl-i mümteniye verilecek muhteşem örneklerden biri. Efendim Muhyiddin, ne vakit senden bir şeyler okusam, hiçliğime methiye, cehaletime mersiye yazmaktan başka bir şey gelmiyor içimden.
Sevmek buydu demek…
Varlığımı başımdan aşırsam da gizlesem kendimi bütün yıllarımdan, sılamdan, gurbetimden, hayamdan, hayatımdan ve senden Efendim. Seni tanıdığım günden beri (haşa bu çok iddialı bir cümle) demeyeceğim, senden haberdar olduğum günden beri şu soruları sayısız defalar sordum kendime: Senin gelip geçtiğin dünyada mı yaşıyorum ben de; Kur’an okudum/okuyorum diyerek ben ne okudum; Resûlüllah kimdi; “Gayb”e imanım nasıl bir iman, “gayb”ım nasıl bir gayb?
Ya sevmek Efendim, ya sevmek. Utandım, yüzümü sürecek bir yer aradım. Anladım ki yüzümü bir yerlere, bir şeylere sürecek/sürtecek yüzüm de yoktur.
“Seni bir tek ben sevmedim
Ama ben bir tek seni sevdim”
Bu dizeleri okumadan ölseydim, kocaman bir hayat kaybetmiş olurdum. Ancak bu dizeleri okuduktan sonra da içi bomboş kocaman bir hayat kaldı elimde. Ben bu hayatla ne yapsam, nerelere gitsem Efendim. Ölsem mi? Ömrüm boyunca yaşadığım ender vurgunlardan birini yaşadım bu iki dizeyle.
Devamı: https://www.insaniyet.net/sevmek/
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.