- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
EROL GÖKA: MEĞER YALNIZLIK ÇEKMİYORLARMIŞ!
20 Eylül 2018 Perşembe 08:49
zellikle Batı dünyasında baş gösteren “yalnızlık” üzerine çokça konuşuluyor, sızlanılıyor, çareler düşünülüyor. Zaman zaman bu köşede biz de yalnızlığı konu ediniyor, nasıl ele alınması gerektiğiyle ilgili fikirlerimizi dile getiriyoruz. Nihayet beklediğim oldu; “Batı’nın yalnızlık diye bir derdi yoktur, uydurmayın!” diyen ve mevcut durumu savunan birisi meydana atıldı. Norveçli filozof Lars Svendsen, yalnızlık üzerine bugüne kadar söylenenlere yüksek sesle karşı çıkan bir kitap yazdı. Şunları söyledi: “Yalnızlık hakkında bildiğimi düşündüğüm neredeyse her şey yanlış çıktı. Erkeklerin kadınlardan daha yalnız olduğunu ve yalnız insanların diğerlerinden daha yalıtılmış, bir başına olduğunu düşünürdüm. Tek başına yaşayanların sayısındaki kayda değer artışın yalnız bireylerin sayısını hayli etkilediğini farz ediyordum. Sosyal medyanın sıradan sosyalliği yerinden ederek daha fazla yalnızlık doğurduğunu düşünüyordum. Yine, öznel bir fenomen olmasına karşın yalnızlığın bireysel yatkınlıktan ziyade sosyal çevre bağlamında daha iyi anlaşılabileceğine inanıyordum. İskandinav ülkelerinde yalnızlık düzeyinin daha yüksek olduğu ve sayının giderek arttığı gibi bir inancım vardı. Dahası bu artışın geç dönem modern bireycilikle bağlantılı olduğunu ve bireyci toplumların kolektif toplumlara nazaran daha yüksek bir yalnızlık oranına sahip olduğunu varsayıyordum.”
Düşünürün “Yalnızlığın Felsefesi” (Redingot yayınları, Çev. M. Erşen, 2018) kitabının girişinde bunları okuyunca, merakla incelemeye koyuldum. Hemen söyleyeyim, yok öyle yepyeni bir tespit, durum değerlendirmesi ve düşünce şekli. Bildiğimiz tüm verileri, fikirleri pek güzel bir şekilde derlemiş Svendsen, bizim de yazılarımızda hep vurguladığımız her “tek başınalık”, her sosyal düşkünlük halinin “yalnızlık” sayılmaması ve yalnızlığın kültürel ve tarihsel çeşitlilik gösterdiğinden, tespiti zor ve kaygan bir içsel hissediş olduğundan bahisle bu sonuçlara ulaşmış. Ona göre, yalnızlık salgını falan olmadığı gibi yalnızlıkta bir artış da yok. Artan tek şey, yalnızlıkla ilgili araştırmalar…
Devamı: https://www.yenisafak.com/yazarlar/erolgoka/meger-yalnizlik-cekmiyorlarmis-2047372
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.