- Hakkımızda
 - TYB Ödülleri
 - Genç Yazarlar Kurultayı
 - Kitaplık
 - Ahlâk Şûrası
 - Yazar Okulu
 - Mehmet Âkif Ersoy
 - Türkçe Şûrası
 - Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
 - Yayınlar
 - Söyleşi
 - Şube Haberleri
 - Salgın Edebiyatı
 - Haberler
 - Şiir Şölenleri
 - Mesnevi Okumaları
 - Kültür & Sanat Haberleri
 - Kültür Kervanı
 - Kırklar Meclisi
 - Duyurular
 - Biyografiler
 
04 Kasım 2025- İstanbul16°C▼
 - Ankara20°C
 - İzmir21°C
 - Konya19°C
 - Sakarya21°C
 - Şanlıurfa25°C
 - Trabzon18°C
 - Gaziantep25°C
 
EROL GÖKA'DAN:SEÇMEN OLARAK İNSAN
Hepimiz günlerdir siyasetle yatıp kalktık, zihinlerimizi siyasete kilitledik. İşte nihayet seçim günü geldi çattı... Kendinizi sakinleştirmek için nasıl bir yolunuz var? Ben hislerimi, düşüncelerimi yazıya dökerim.

sabah, yazdıklarımın aslında tam da beni ifade etmediği, gereğinden fazla öfke yüklenmiş olduğu hissiyle kalkar, yazıyı yayınlamaktan vazgeçer veya daha mutedil hale getirirdim. Yaş aldıkça biraz daha kolay yatışmayı öğrendim. Ama yaşadığımız seçim süreci, tüm sakinlik tedbirlerimi, becerilerimi alaşağı etti. Seçim günü gazetede ne yazacağım diye üç gündür içim içimi kemiriyor. Şu okumakta olduğunuz kaçıncı yazı oldu bir bilseniz…
En çok şu halk düşmanı 'Ak Parti Mitinginde bir çapulcu' adlı blog yazarına ve onunla aynı sınıfsal konumda mevzilenenlere diyeceklerim vardı. Dedim de. Uzun uzun yazdım; kelimelerin yalımı okurken benim bile boğazımı yaktı, cümlelerin dehşetinden ürktüm. 'Dur' dedim kendime 'dur, seçim günü hiç olur mu böyle bir yazı!' Tam yatışmayı başarmak üzereydim, milli güvenlik skandalı patladı, beynimden vurulmuşa döndüm. Her topluluğun haini vardı ama Allah'ım bu bizim başımıza gelen neydi? Tamam, dört aydan beri dünya demokrasi tarihinde eşine menendine rastlanmayan, şeytanın aklına gelmeyen tuzaklar gördük ama bu kadarına 'pes' bile denilemezdi. Lakin ne yapıp edip susmalıydım. Bu yazı, 30 Mart günü yayınlanacaktı. O gün millet konuşmalı, biz de millet iradesinin en hakiki biçimde tecellisi için beklemeliydik. Bize de, insanımıza da, demokrasimize de yakışanı buydu. Hem herkes, o blogcunun merhamet sosuyla nefretini, tiksintisini gizlemeye çalıştığı insanlar, benim gördüklerimi görmemişler miydi? Mesele vatan müdafaası olduğunda bu millet, metaneti, basireti kadar uyanıklığını ve yılmaz mücadele azmini göstermede kaç kere ispatı rüşt etmemiş miydi? Kimsenin bizim kelimelerimize, şavkımıza ihtiyacı yoktu.
Yazının devamı için:http://yenisafak.com.tr/yazarlar/ErolG%C3%B6ka/secmen-olarak-insan/51064
- Geri
 - Ana Sayfa
 - Normal Görünüm
 - © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
 
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.