- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
06 Kasım 2025- İstanbul17°C▼
- Ankara15°C
- İzmir18°C
- Konya17°C
- Sakarya16°C
- Şanlıurfa25°C
- Trabzon16°C
- Gaziantep21°C
ERSOY DEDE'DEN: ALİ ŞÜKRÜ BEY VE TOPAL OSMAN
Bugün 23 Nisan.. Millet iradesinin en önemli tecelligahı olan Meclis’in kuruluş yıl dönümü.. Şanına yaraşır biçimde kutlamak nasip olur inşallah.. Bugün TBMM dediğimizde aklımıza hep 1923’ten sonrası gelir..

HİLAFET İÇİN DE MUHALEFET
Başka şeyler de vardı sırada.. Mesela hilafet.. Ali Şükrü Bey ve onun gibi düşünen Meclis’in ikinci grubuna göre, millet tüm kalbiyle hilafete bağlıydı.. Kaldırılması vicdanlarda kapanmaz bir yara açacaktı.. Hilafetin kaldırılmasına yönelik yaptığı sert konuşmalara Rauf Bey bile tepki gösteriyordu.. Ali Şükrü Bey ise; “Rauf, ben bu işin fedaisiyim. Anladın mı?”diyerek, (Meclis Zabıt Katibi Mahir İz’in sözleriyle ifade edecek olursak) idam fermanını imzalamış oluyordu..
TOPAL OSMAN DEVREDE
Bir gece Ali Şükrü bey ortadan kayboldu.. Meclis’te sesler yükselmeye başladı.. Milletvekilleri öldürüldüğüne kesin gözüyle bakıyorlardı.. Tüm dikkatler Topal Osman Ağa üzerine çevrilmişti.. Zira hem Mustafa Kemal’e sert muhalefet ettiği için Topal Osman Ağa’nın hedefinde olması sürpriz olmazdı hem de son defa kendi evinde görülmüştü.. Derhal insan avı başlatıldı.. Kendi birliği Ankara’nın altını üstüne getirip Topal Osman’ı arıyordu.. O ise, bu sırada bir gerçeğin peşine düşmüştü.. O gerçeğin ne olduğunu hiçbir zaman o da öğrenemedi, biz de..
ÇANKAYA KÖŞKÜ BASKINI
Çünkü Topal Osman Ağa, cinayetin bir numaralı şüphelisi aranırken, arkadaşlarıyla Çankaya Köşkü’ne gitmişti.. Bir şey mi soracaktı, bir şey mi anlatacaktı yoksa daha kanlı bir eylem peşinde miydi, bilmiyoruz.. Ama o son buluşma gerçekleşmedi.. İpek Çalışlar, “Latife Hanım” isimli kitabında o geceyi anlatırken, Mustafa Kemal’in çarşaf giyip Köşk’ten kaçtığını iddia etti.. Topal Osman’la birlikte Çankaya Baskını’na katılan en yakın adamı Rasim Aydın’ın torunu ise, dedesinin anılarını naklederken, Latife Hanım’ın, başında kalpakla Mustafa Kemal kılığında kendilerini karşıladığını, Paşa’nın evde olmadığını söyleyecekti.. Her iki bilgi de herhangi bir veriye dayanmıyor.. Doğru olabileceği gibi tamamen uydurma da olabilir.. Tek gerçek ise, o gece o buluşma sağlanamadığı için hiç birimizin öğrenemediği gerçek.. Sonuçta, Ali Şükrü Bey öldürüldü.. Topal Osman da..
ÖLDÜRÜLDÜLER, SUSTURULDULAR
Topal Osman konuşabilecek kadar yaralıydı yakalandığında.. Ama hem kafasına bir şarjör mermi boşaltılmış hem de risk almamak için başı bedeninden ayrılmıştı.. Öyle ki, daha sonra mezarından çıkarıp darağacında sallama kararı verdiklerinde, ayaklarından sallamak zorunda kaldılar.. Neyse işte size bir Büyük Millet Meclisi gerçeği. Hep anlatılır ya; “Lazistan vekili de vardı, sarıklısı-cübbelisi de vardı” diye.. Eh vardı da yaşattınız mı ki?.. Kalın sağlıcakla.
23.04.2013 Yeni Akit
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.