- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
ESKİ TÜRKLERDE ÇOCUK EĞİTİMİ
"İslâm öncesi dönemde Türkler için çocuk, aile hukuku açısından oldukça önemliydi. Çünkü geleneksel yaşamı benimseyen Türkler, toplumu ayakta tutan en önemli araç olarak töreyi görmekteydi." Hüma Dergisi'nden Nezaket Rümeysa Köse yazdı.
23 Temmuz 2022 Cumartesi 13:40
Çocuklar, insanlık tarihi boyunca geleceğin yetişkin adayları olarak bilinmektedir. Bu kavramı ifade ettiğimiz zaman çocuk, henüz bedensel ve ruhsal açıdan olgunluğa ulaşmamış bireyi temsil eder. Bu bireyler, ailenin en çok kıymet verdiği fertlerinden bir tanesidir. Masumiyetin yegâne temsilcisi olan çocuklar, tertemiz bir saflıkla tüm insanların geçmişte en çok özlem duyduğu sureci kapsamaktadır. Tarihsel sürece baktığımızda “çocukluk” dönemi ülkelerin içinde bulunduğu coğrafî yapıya, kültürlerine ve toplumsal dönüşümlerine göre farklılık göstermektedir. Tarih boyunca bazı dönemlerde çocukların kaderlerini, cinsiyetleri ve statüleri belirlemiştir. Bu anlamda değerlendirdiğimizde çocukluk anlayışının eski dünyanın benimsediği ilkelere göre değişiklik gösterdiğini söylemek mümkündür.
İlk çağlarda çocukluk
İnsanlık tarihinin ilk döneminden itibaren bütün ilkel toplumlar göçebe yaşamı benimsemiştir. Bu sebeple dünyaya gelen her birey hayata tutunabilmek için çocukluktan yetişkinliğe büyük bir mücadelenin parçası olmuştur. İnsanlığın bu döneminde yiyecek bulmak, güvenliği sağlamak, vahşi hayvanlar ve kötü hava şartları ile mücadele etmek, en büyük öncelikler arasındaydı. Bu sebeple ilkel yaşamın bir parçası olan çocuk, kız/erkek fark etmeksizin dönemin şartlarına göre hayatını sürdürmek zorundaydı. Hatta bazı zamanlar yetişkin bir birey ile aynı seviyede iş yaparlardı. İnsanlığın bir bütün olarak yaşam sürmeye başladığı yani yerleşik hayata geçtiği dönemde çocukların ve diğer tüm bireylerin yaşam şartlarında büyük değişimler meydana geldi. Milletlerin ve coğrafyaların oluşması yeni kültürlerin ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Bu yeni düzen insanlık tarihi için önemli bir dönüm noktası oldu.
Türk-İslâm kültürü ve çocuk
İslâm öncesi dönemde Türkler için çocuk, aile hukuku açısından oldukça önemliydi. Çünkü geleneksel yaşamı benimseyen Türkler, toplumu ayakta tutan en önemli araç olarak töreyi görmekteydi. Töre, milletlerin tarih sahnesine çıktığından itibaren düzen, kural ve yaşayış biçimlerinden oluşmuş yazısız kurallar bütünüdür. Töre sosyal ilişkileri düzenler, millî ve dinî değerleri gözeterek otorite sağlar. Her toplum coğrafî yapısı, inanç ve değer yargıları kapsamında kendine öz töreler oluşturmuştur. Türk milleti için büyük bir önem arz eden bu kurallar, toplumu ayakta tutan yapı taşıdır.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.