- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
09 Kasım 2025- İstanbul18°C▼
- Ankara14°C
- İzmir17°C
- Konya12°C
- Sakarya15°C
- Şanlıurfa19°C
- Trabzon15°C
- Gaziantep17°C
FATMA BARBAROSOĞLU'NDAN: "BATIYA DOĞRU AKAN NEHİR"
Ben bu yazıyı yazarken Eylül ayı, en hızlı gündemini yaşıyordu. Başbakanımız İslam coğrafyasında nehir gibi akıyordu.

Hafızam bana bir sahne kuruyordu. Fonda bir şarkı: Bir bahar akşamı rastladım size/Sevinçli bir telaş içindeydiniz/Derinden bakınca gözlerinize/Neden başınızı öne eğdiniz/İçimde uyanan eski bir arzu/Dedi ki: Yıllardır aradığım bu/Şimdi soruyorum büküp boynumu/Ahhhh/Daha önceleri nerelerdeydiniz.
Ben bu yazıyı yazarken; Başbakanımız dindar bir kişinin laik bir devleti yöneteceğini söylüyordu Arap Baharı'na demokrasi gündemi çizerken.
Ben bu yazıyı yazarken; Radyodan İsrail'de gösterime giren Türk dizilerinden Halil ile Menekşe'yi anlatan İsrailli izleyicilerin yorumlarını dinliyordum can kulağı ile. Türkçe orijinali ile gösterilen dizi vasıtasıyla Türkçe'ye ilgilerinin ve muhabbetlerinin arttığını söylüyordu izleyiciler.
Ey Marks! Toprağın bol olsun. Halklar dostumuz olsun.
Ben bu yazıyı yazarken... Vakit tamam oldu (On kere oturdun kalktım bilgisayarın başına. Yedi ayrı yere görüş verdim. Acil hocam çok acil diye inleyen öğrencilerin ödevlerini okudum).
"Batıya Doğru Akan Nehir" belgeseli için İstanbul Kongre Merkezi'ne vasıl olmak üzere yola çıktım.
Yol boyu düşündüm.
Henüz çok kanallı olmayan ekran hayatımızın sürdüğü dönemlerde; Türk izleyicisi sorulan her soruyu "Belgesel izlerim" diye cevaplarken artık sahiden belgesel izlemeye başlamış mıydı?
Dünya çapında mükemmel bir teknik kullanan "Türk dizi filmciliği" henüz kendi hikâyesini anlatmayı başaramadı. Türk dizi film sektörü Tanzimat romanını aşamadı henüz.
Ne demek istiyorum?
Ahmet Mithat Efendi'nin öncülüğünde Tanzimat romanı "başkasının hikâyesindeki öznelere, yerli isimler, yerli mekânlar uygulayarak hikâyeyi "buraya" ait kılmaya çalışıyordu. Ama bugünden farkı, muhtevayı uyarlarken tekniği muhkemleştirmiyordu. Tam tersine roman tekniği biraz ondan biraz bundan olarak ortaya çıkan Tanzimat ikiliğinin edebiyattaki temsili idi.
Türk yapımı belgeseller, hem teknik olarak hem de içerik olarak dünyanın "geri kalanına" sesini duyurmayı başarabilirse eğer; hem ayaklarımız yere daha sağlam basacak hem de ufuk çizgisini daha net gören gözlerimiz olacak.
Belgeselin mimarı Prof.Dr. Bekir Karlığa'nın "Batıya Doğru Akan Nehir" hakkında söyledikleri dikkat çekici:
"Bir medeniyet belgeseli yapmak için elimizden gelen bütün titizliği gösterdik. Şimdiye kadar yapılan medeniyet belgesellerini de gözden geçirerek, belgeselimizi 20 bölümde tasarladık. Bu 20 bölümde evrensel uygarlığın bütün kesimlerini yansıtmaya çalıştık. İlk 4 bölümde antik medeniyetleri, Babil, Mısır, Ortadoğu ve Yunan medeniyetlerini, Büyük İskender'i, Hazreti İbrahim'i anlattık. Ondan sonraki 4 bölümde medeniyetlerin temel kurucu ögesi olan ve bugün de çağdaş uygarlığın sürükleyicisi durumunda bulunan 3 büyük dinin macerasını verdik. Bunların geçmişten neler devraldığını ve tek tanrılı dinlerin dünyayı nasıl dönüştürdüğünü anlatmaya çalıştık. Daha sonraki 4 bölümde ise Batı medeniyetinin oluşumunu, rönesansı ve reformlar dönemini anlattık. Sonraki 4 bölümde Türklerin Anadolu'ya gelişini, Orta Asya'yı, Selçuklu Türklerini, Osmanlıları, Maveraünnehir'i, Cengizhan'ı ve Timur dönemini yerlerindeki gözlemlerle göstermeye çalıştık. Son 4 bölüm Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti'ne ait. Özellikle 17. bölümde değişimler yüzyılı olarak 20. yüzyılı ele aldık. Belgeselin 18. bölümü medeniyetimizin bugünkü, 19. bölümü medeniyetimizin yarınına ayrılmıştır."
TRT yetkililerine buradan sesleniyorum. Belgeselin satışını yayın ile eş zamanlı olarak gerçekleştirebilirlerse kamuoyunun ilgisini daha kolay çekmeyi başaracaklardır. Özellikle son dört bölümü bir an önce görmek için heyecan duyduğumu buradan yetkililere ifade etmek isterim.
19.09.2011 Yeni Şafak
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.