- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
FATMA BARBAROSOĞLU'NDAN: EĞİTİMİN YENİ VİZYONU VE NEVZUHUR EVLENME TEKLİFLERİ
Türkiye'nin "milli gündemi" ile "özel gündemi"ni hiç olmazsa yazı üzerinden bir araya getirmek umuduyla 'Eğitimin yeni vizyonu ve nevzuhur evlenme teklifleri' diye başlık attım.

"Milli gündem" ile "özel gündem"in arası gittikçe açılıyor. "Milli gündem"ciler birkaç siyasi haber ve kadınlara yönelik üçüncü sayfa haberleri ile doldurup boşaltırken zihinleri; "özel gündem"ciler dünya yansa altından çekip alacak yarım hasırım yok frekansında yaşıyor günleri.
Oysa bu ikisinin arasında bir geçişkenliğin bir irtibat noktasının olması gerekiyor. Hal ve vaziyet böyle olunca en iyisi bu yazı için "milli gündem" ile "özel gündem"i buluşturayım dedim.
Önce "milli gündem"
Taha Akyol'un Eğrisi doğrusu ile programında Milli Eğitim Bakanımız Ömer Dinçer'i dinleme imkânı buldum.(Radyo)
Eğitimin 12 yıla çıkarılarak 4+4+4 olarak uygulamasına geçilmesinin bizim toplum yapımıza daha uygun olduğunu söylemeliyim. Kesintisiz sekiz yıl uygulamasında, özelikle servis ve lavabo kullanımı açısından çocuklarla ergenlerin aynı mekânı ve aynı zamanı paylaşmasının getirdiği sıkıntılara tanıklığım var.
Öğretmenlerin ağır hayat şartları içinde bilgi ve görgülerini güncellemelerini motive edici uygulamaların sahiden uygulanabilir olmasını canı gönülden istiyorum. Öğretmenlerin kendilerini yenilemelerini başarmak çok kolay bir şey gibi görünmüyor.
Diğer taraftan tablet bilgisayar dağıtmanın çocukları başarılı kılacağı gibi bir yanlış anlamanın önüne geçilmesi gerekiyor.
Bilgisayar bir vasıta. Bilgiye ulaşmak için hızlı bir vasıta. Sorun şu ki bilgiye ulaşmak kişileri bilgili yapmıyor. Bilgi sahibi olmak ile adam olmak arasındaki mesafe kapanmıyor, gittikçe açılıyor. Batıda dijital teknoloji ile şiddet arasında doğru orantı olduğuna dair araştırmalar yapılıyor.
Özellikle internet ortamı hakkında bilgi sahibi olmayan ebeveynlerin çocuklarının elinde bilgisayar ustura gibi bir alet.
Yazdıklarımın yanlış bir yerden okunup değerlendirilmesini önlemek için özellikle büyük harflerle ve altını çizerek şunu belirtmem gerekiyor. Eski usul yöntemlerle ders yapalım, eğitimde zinhar teknolojik aksam, alet kullanılmasın demiyorum. Söylediğim şu: Aksamı yenilemek hedefe hasarsız ulaşacağımız anlamına gelmiyor. Hedefe olabildiğince az hasarla ulaşmak için eğitimde dijital teknoloji kullanılırken sözlü ve yazılı kültürün devre dışı kalmasını engelleyici tedbirlerin alınması gerekiyor.
Bizim kültürümüz insan merkezli bir kültür. Dijital teknoloji insan merkezli kültürü imha ederse, ne balık ne kız bir hiç durumu ile karşılaşabiliriz.
Özel gündem evlilik tekliflerine teslim
Geçen hafta yayınlamış olduğum "Aşkımıza reklam aldım" yazıları çok ses getirdi. Daha çok bu konularda yazmamı isteyenler, seminer bekleyenler, kitap bekleyenler...
Bir de gözlemlerinize biz dahi gözlemlerimizle katkıda bulunmak istiyoruz diyenler oldu. Aşağıda okuyacağınız satırlar doğup büyüdüğü yerde kariyerine devam eden iki çocuk annesi bir akademisyenden geliyor:
Sevgili hocam;
"Bütün hafta sizin evlilik üzere yazmış olduğunuz yazıları zihnimde gezdirdiğim için, memleketimden insan manzaraları çarptı gözüme.
En önemli gündemin "evlilik ve evlenme teklifleri" olduğunu fark ediverdim. Size bir video gönderiyorum. Muhakkak seyredin. Gelin adayı olan genç kız benim akrabam ve bir süpermarkette kasiyer. Damat adayı fabrikada işçi. Evlenme teklifini slayt olarak hazırlıyor/ you tube'da klip olarak paylaşıyor. Kıza bir tek taş takılıyor. Tek taş meselesi çok mühim "BURADA". Hatta en mühim mesele. Herkes birbirini, kendini, mazisini ve istikbalini "tek taşına" göre "görüyor".
Bir bürokratın kızı ve babası başhekim olan bir mimar sözleniyor. (Babaların mesleği çok önemli.) Damat adayı kızı yemeğe götürüyor "tek taş" eşliğinde evlenme teklif ediyor. Her şey normal gibi görünüyor. Hayır. Eve geldiğinde kızın annesi tek taşın büyüklüğünü beğenmiyor. Eşine dostuna dert yanarken bütün kadınlarda bir "flsah back" durumu yaşanmasına sebep oluyor. Herkes mazisini deşip döküyor ortaya. Eşlerin yeterince romantik olmadıklarından ve "bedava"ya gittiklerinden dem vuruyorlar. Ve yeni nesli kendileri gibi "bedavaya" gitmemek konusunda "bilinçlendiriyorlar".
Orta kuşak geçim üzere değil seçim üzere nasihat ediyor."
E.A./Çanakkale
13.02.2012 Yeni Şafak
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.