- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
FATMA BARBAROSOĞLU'NDAN: YERYÜZÜ BİR MESCİT İSE...
Sandık başına gitmeye sayılı günlerin kaldığı şu günlerde bütün partilerin profillerini dindarlık üzerinden güncelliyor olması dikkatinizi çekiyor muhakkak. Peki bu durum bize şaşırtıcı geliyor mu?
22 Mayıs 2015 Cuma 15:05
Sandık başına gitmeye sayılı günlerin kaldığı şu günlerde bütün partilerin profillerini dindarlık üzerinden güncelliyor olması dikkatinizi çekiyor muhakkak. Peki bu durum bize şaşırtıcı geliyor mu?
Hayır!
Dindarlık ile dincilik arasındaki fark üzerinde yeterince durmadığımız sürece, her seçim atmosferinde partiler arası “en dindar benim partim” söylemi üzerinden bir seçim müsabakası izlemeye devam edeceğiz.
Dindar, dinî emir ve yasaklara riayet eden kişidir. Dini metalaştırarak alıp satan kişi ise dindar değil, dincidir.
Bireyler dindar olabilir. Ama tüzel kişiliklerin dindarlığından bahsetmek söz konusu olamaz.
Partiler ancak dine hizmet edişleri üzerinden yaklaşabilirler dindarlara.
Kişilerin dindarlığının bir ölçüsü var mıdır?
Dindar kişileri giyim kuşamları ile mi tanırız yoksa kullandığı kelimeler, kurdukları cümleler ile mi?
Dindar bir şahsiyeti kullandığı kelimeler üzerinden tartacak basiretimiz olsa idi, dinci profil bu kadar kolay yayılıp genişleyebilir miydi?
Sabahtan akşama kıyafetimizi değiştirebiliriz, peki ahlakımızı değiştirebilir miyiz?
Dünyanın dört bir yanında müminler zor durumda. Arakanlı Müslümanlar mesela... Sığınmak istedikleri kapılardan kovulup, denizin ortasında açlıktan ölüyorlar.
Bu ölüm karşısında duyduğumuz sorumluluk ve acıda gizli değilse dini ve ahlaki bütünlüğümüz, başka hangi konuda kendisini aşikar kılabilir ki!
Diyeceksiniz ki denizin ortasında modern, özgür dünyanın gözü önünde ölüme terk edilmiş Arakanlı Müslümanlara değil de sinemizdeki Suriyeli Müslümanlara dair ne söyleyeceksin?
Seçim propagandası olarak Suriyeliler üzerinden cümle kurulmasını son derece tehlikeli bulduğumu söyleyeceğim elbet.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçim vaadi olarak Türkiye'de bulunan Suriyelileri ülkelerine göndereceğinin teminatını vermesi kamuoyunda pek tartışılmadı. Yeteri kadar ilgi görmedi.
Devamı için: http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/fatmakbarbarosoglu/yeryuzu-bir-mescit-ise-2010940
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.