01 Kasım 2025
  • İstanbul12°C
  • Ankara7°C
  • İzmir15°C
  • Konya8°C
  • Sakarya11°C
  • Şanlıurfa15°C
  • Trabzon18°C
  • Gaziantep10°C

FELSEFEDEN SANATA, AHLÂKA, DİNE YÜKSELMEMİZ LÂZIMDIR

Ülkemizdeki eğitim sistemi üzerine bir türlü soluk aldıran, öğrenciyi yarış atından farklı kılacak bir proje geliştirilemedi.

Felsefeden Sanata, Ahlâka, Dine Yükselmemiz Lâzımdır

24 Ekim 2016 Pazartesi 17:01

Oysa bundan 50 küsur sene evvel merhum Nurettin Topçu, o kıymetli 'Türkiye’nin Maarif Dâvası' kitabındaki 'Beklenen Gençlik' bölümünde, hem gençliğe yol göstermiş hem de hocalara nelerin üzerinde hususiyetle durmaları gerektiğini söylemişti. Yağız Gönüler alıntıladı.

Ülkemizdeki eğitim sistemi üzerine bir türlü soluk aldıran, öğrenciyi yarış atından farklı kılacak bir proje geliştirilemedi. Oysa bundan 50 küsur sene evvel merhum Nurettin Topçu, o kıymetli Türkiye’nin Maarif Dâvası kitabındaki “Beklenen Gençlik” bölümünde, hem gençliğe yol göstermiş hem de hocalara nelerin üzerinde hususiyetle durmaları gerektiğini söylemişti.

Özellikle felsefe derslerinin önemsenmemesi ve hatta gündem dışı bırakılması yahut zorunlu dersler arasından çıkarılması hakkında kafa karışıklığı yaşayanların titizlikle okumalarını umut ederek, kitaptan bir bölümü hiçbir şekilde değiştirmeden (dil, noktalama vb.) alıntılıyorum.

Hayatını, felsefesini Türk maarifine adamış merhum Nurettin Topçu’dan okuyoruz. (Yağız Gönüler)

Ümitsizlik, imansızlığa götürür

Hakk’a götüren yolda yürürken uğradığı muvaffakiyetsizlikler, son neslin yollarını şaşırttı. Şüphe yok ki ümitsizlik, imansızlığa götürür. Kendine güvensizlik, kuvvete teslim eder, iradenin gevşemesi kaderci yapar. Böyle çeşitli zaafların ve gençliğin ruh kuvvetlerini karşılayan engellerin gittikçe çoğalması, ne bahasına olursa olsun muvaffakiyete söz vermiş olanlarda zarurî olarak yol değiştirmeler doğurdu. Evvelki yollar Hakk’a götürüyordu; lâkin engeller aşılmıyordu. Bu yüzden gerilediler ve gerilerden sapacak yer bularak kendilerine başka yollar açmağa çalıştılar. Lâkin birçoğu önceden açılmış bulunan bu yollar, Hakk’ın düşmanı olan kuvvetler tarafından açılmıştı. Onların dâvasına götürücü yollardı. Hak yolculuğuna çıkan nesil, bu yoldan da gayeye ulaşılır ümit ve vehmile harekete geçerek şuurunu uyuşturan heyecanlariyle bu yollarda yürüdü. Zira yürümek, durmaktan iyi idi. Birçoğu Hak düşmanı kuvvetlerin gayesine ulaştıran bu yollar, şimdi onları bir uçurumun kenarına götürüyor. Gaye, muvaffakiyet emelleri arasında kaybolmaktadır. Nesli uçuruma doğru götüren bu yolları birer birer gözden geçirelim:

Ahlâk muvaffakiyetsizliğin, siyaset muvaffakiyetin yolu olarak tanındı

1. İlk işaretle harekete geçerken yaptıkları ahlâk yeminini az zamanda unutup siyaset ve tedbir yolunu tuttular. Bir kısmı doğrudan doğruya siyasete atılarak orada ruhunu kurban verdi, verirken de “dâva için” dedi. Bir kısmı da siyaseti, fikrî ve içtimaî çalışmalarına soktu. Fikirlerin müdafaasını yapacak olan gençlik kuruluşları, politika yuvaları haline geldi. Buralarda siyasî boğuşmalar yapıldı. Kendilerini milliyetçi bilen teşekküller bile politika oyunlarının muvaffakiyet sahnesi oldu. Bu yolda bir müddet yürüyüp ilerleyen zümrelerin kafasında ahlâk muvaffakiyetsizliğin, siyaset muvaffakiyetin yolu olarak tanındı. Siyasette ona hizmet moda oldu. Farkında olmadan ahlâk öylesine yere vuruldu ki, ahlâk telkin edicilerin bile ahlâksızlığına hörmet duyuluyor. Bugün neslin gözünde siyaset en büyük değeri taşımaktadır, kurtuluşun sanki tek yolu odur. Çünkü muvaffakiyete onunla ulaşılır. Ahlâk, sonradan onun üzerine sürülebilen bir cilâdır. Bugün din yolu bile muvaffakiyete götürücü bir siyaset yolu olmuştur. Ahlâka her sahada vedâ edilmiştir.

 

Devamı için. http://www.dunyabizim.com/alinti/25007/felsefeden-sanata-ahlka-dine-yukselmemiz-lzimdir

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.