- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Şiir Şölenleri
- Haberler
- Kültür Kervanı
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
FERMAN KARAÇAM: KÜLTÜR VE MEDENİYET BAKANLIĞI
Bizim ülkemiz ve bizim insanımız hem olağanüstü şanslı hem de aynı ölçüde şanssız.Şanslı, çünkü:

03 Aralık 2025 Çarşamba 11:09
Hiç şüpheniz olmasın, dünyanın en güzel ülkelerinden birinde yaşıyoruz.
Üç tarafımız denizlerle çevrili, aynı anda hem kışı hem yazı yaşıyoruz.
Endemik bitki bakımından dünyanın önde gelen ülkelerinden biriyiz.
Avrupa ve Asya arasında köprüyüz.
Çok büyük medeniyetler bizim topraklarımızda hayat bulmuş.
Bu bakımdan son derece zengin sanatlar, kültürler, musikiler bu coğrafyada harmanlanmış.
Çok şükür hala genç, dinamik bir nüfusumuz var ve çok şükür hala kuzenlerimiz değil amcamızın, teyzemizin, halamızın, dayımızın kızları, oğulları var ve yine çok şükür ki hala komşumuz aç ise biz tok uyumuyor, çok sayıda mülteci ya da muhacir kardeşimize ev sahipliği yapıyoruz. Yani ensar oluyoruz; paylaşıyoruz, paylaşmanın şevkini, tadını, huzurunu duyumsuyoruz.
Öte yandan da şanslı değiliz, çünkü:
Yukarıda saydığım büyük medeniyetlerin kültür, sanat, şiir, müzik, roman, gezi, hikâye ve diğer edebiyat ürünlerine, yani o zengin şaheserlere “ulaşmaktan”, bu zenginliği çocuklarımıza, gençlerimize öğretmekten yoksunuz.
Bırakalım daha öncekilere ulaşmayı, Selçuklu’nun ve Osmanlı’nın eserlerine bile ulaşamadık.
Mesela Avrupa 1200’lü yıllarda akıl hastalarını, “içine cinler kaçmıştır” diyerek diri diri yakarken, Selçuklular Kayseri Gevher Nesibe’de akıl hastalarını müzikle, su sesi ve kuş sesi ile tedavi ediyordu.
Bu bilgiler bize ulaştı mı, yeteri kadar çocuklarımıza anlatabildik mi?
Hayır.
Dünyanın en büyük bestekârlarından, Osmanlı döneminden, tekbirimizi segâh makamında besteleyen Itrî, yani, Buhûrîzâde Mustafa Itrî, Meragi ve Hammamizade İsmail Dede Efendi’den bize ulaşan nedir?
Yine dünyanın gelmiş geçmiş en büyük şairlerinden Şeyh Galip’ten, Fuzuli’den kendi kelimeleri ile bize doğru dürüst bir şey ulaştı mı?
Hayır.
İşte bizim ve ülkemizin kaybı, şanssızlığı ve hatta bana kalırsa bahtsızlığı budur.
Cumhuriyeti kuran kadro çok büyük bir haksızlıkla ve tamiri mümkün olmayacak bir hata ile o zengin kültür, sanat, şiir, hikâye, mimari, müzik, beste, bilgi ve duygu dünyası ile iletişimimizi kopardı.
Onlardan tamamen uzaklaştık.
Yazının devamı için:https://www.haber7.com/yazarlar/ferman-karacam/3584703-kultur-ve-medeniyet-bakanligi
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.