- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
08 Kasım 2025- İstanbul19°C▼
- Ankara19°C
- İzmir22°C
- Konya18°C
- Sakarya18°C
- Şanlıurfa25°C
- Trabzon17°C
- Gaziantep21°C
FİKRET ERTAN'DAN: TÜRKİYE'NİN CEVABI NE OLMALIDIR?
Türkiye'deki bazı çevreler ve şahıslar Türkiye'nin başına bir dert geldiğinde acayip sorular sormadan edemiyorlar.

Uçağımızın görevi işte bu şekildeydi. Düşürülmesi ise artık Davutoğlu'nun açıklamasında da açıkça belirtildiği gibi milletlerarası sularda ve kabul edilen bütün uçuş teamüllerine aykırı olarak hiçbir uyarı yapılmadan saldırgan bir tutumla alçakça bir şekilde yapılmış bulunuyor.
Uçakla ilgili diğer bilgiler Davutoğlu'nun açıklamasından sonra bütün kamuoyunun malumu olduğu için bunlardan söz etmeyeceğiz. Ancak verilen bilgilerden, radar kayıtlarından ve başkalarından Türkiye'nin haklı olduğunun açıkça ortaya çıktığını, bunun tartışma konusu olamayacağını söylemekle yetineceğiz.
Bu haklılığımızın da hükümet tarafından usulüne uygun yöntemlerle milletlerarası camiaya ve ilgili kurumlara gayet güzel anlatıldığını burada ifade etmeden geçemeyeceğiz. Kısacası, hükümet krizle ilgili olarak ağırbaşlı, itidalli bir tutum sergiliyor. Böyle de olması gerekir. Ne var ki, hükümet aynı zamanda haklı olduğumuz bu çok elim olayda milli haysiyetimizi de elbette korumalı, hem bunun hem de caydırıcı gücümüzün zarar görmesine de asla müsaade etmemelidir. Davutoğlu'nun 'Hem menfaatlerimiz hem de onurumuz korunacaktır' sözlerinden de hükümetin bu konuda kararlı olduğunu anlıyoruz ve elbette bunu bütün kalbimizle destekliyoruz.
Suriye rejimi, yaptığı bu vahim hatanın bedelini mutlaka ödemelidir. Ancak bu, muhakkak savaş dışı yöntem ve tedbirlerle olmalıdır. Türk hükümeti Suriye'nin saldırgan ve hukuk dışı tavır ve hareketine elbette milletlerarası hukuk çerçevesinde cevap aramalı ve vermelidir.
Ancak bu yetmez; daha başka şeyler yapılmalıdır. Evvelemirde uçaklarımız aynı tür uçuşlara gereken tedbirleri alarak gerektiği süre kadar devam etmelidir. Bu da dünyaya açıklanmalıdır. Suriye ve müttefikleri ve dünya bir uçağın düşürülmesiyle Türkiye'nin milli menfaatlerinden vazgeçmesinin asla söz konusu olmayacağını açık ve net bir biçimde anlamalıdır.
Buna ilaveten Türkiye hesabını iyi yaparak ve tedbirlerini alarak söz konusu milletlerarası sularda geniş çaplı bir tatbikat yapmayı da düşünmeli ve bunu planlamalı, önceden herkese duyurmalı, tatbikata herhangi bir müdahalenin olması durumunda bunun karşılığının verileceğini de ilan etmelidir.
Bir adım daha gidersek, Türkiye şartlar uygun olduğu takdirde NATO ile işbirliği halinde de söz konusu bölgede bir ortak tatbikatı da düşünmelidir. Bu, NATO'nun salı günü yapacağı toplantıda dile getirilmelidir bize göre.
Bu tatbikatlar Suriye ve müttefiklerine meydanın boş olmadığını, bundan sonra da olmayacağını fiilen göstermek ve onları önceden uyarmak bakımından önem taşımaktadır. Türkiye'nin Suriye'ye ve müttefiklerine verebileceği cevaplardan birisi de bize göre böyledir. Tatbikatlar savaş değildir; sadece anlayana mesaj mahiyeti taşırlar. Böyle bir mesajın da Suriye rejimine verilmesinin tam zamanıdır. Askerî bir olay olan Suriye saldırganlığına başka cevaplara ilaveten askerî bir cevap uygun ve yerinde olacaktır.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.