GENÇLERDEN BAŞKAN ARICAN’A MESAJ VAR: “ÂKİF’İN MİRASINA SAHİP ÇIKACAĞIZ”

Mehmet Âkif Araştırmaları Merkezi Başkanı D. Mehmet Doğan ve TYB Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan başta olmak üzere TYB yönetim kurulu üyeleri, şube başkanları, temsilciler kamu ve sivil toplum kuruluşları ile üniversitelerin düzenlediği panel ve söyleşilere de katılarak İstiklâl Marşı'nın yazılma sebebi, süreci, anlam ve öneminin hatırlanmasına ilişkin konuşmalarını sürdürüyorlar.

Programı düzenleyen kurumlarım sosyal medya hesaplarından da canlı olarak yayınlanan, Mehmet Âkif Ersoy’un hayatı, eserleri, düşünce dünyası, kişiliği, sanatı ve İstiklal Marşını yazma sürecine ilişkin  söyleşi ve konferanslar kamuoyunda da büyük ilgi görüyor.

Milli Eğitim Bakanlığı, yıl dönümüne özel mektup, resim, kısa film, kara kalem, kompozisyon ve İstiklal Marşı'nı güzel okuma dallarında yarışma düzenlerken, bir çok sivil toplum kuruluşu ve üniversite de sergiler açarak, söyleşiler gerçekleştirerek, kamu spotları yayınlayarak kutlamalara katlı sağlıyor.

Genç, yaşlı, kadın erkek tüm vatandaşlarımızın İstiklâl Marşı ve İstiklal Şairi Âkif konusunda güçlü bir zihin tazelemesi yaşadığı söyleşilerin ilginç geri dönüşleri de olmaya başladı.

Malatyalı kadın ozan Sülbiye Kutlu’dan sonra Hasan Kalyoncu Üniversitesi öğrencileri de TYB Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan’a mektuplar yazarak duygularını dile getirdiler.

Genel Başkan Arıcan 11 Mart 2021 tarihinde Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nin düzenlediği “100. Yılında İstiklal Marşımız” konulu konferansa katılarak Milli Mücadele döneminde Âkif’in mücadelesini ve İstiklal Marşını nasıl yazdığına dair açıklamalarda bulunmuştu.

Âkif gençlere güvendi ve güvenmekte de haklı çıktı

Konferansta İstiklal Marşı’nın önemini anlatan Arıcan: “Marşımız yazıldığı döneminde ülkemiz büyük bir savaşın içinde ve bir kurtuluş mücadelesi ile karşı karşıyadır. Bu öyle bir mücadeledir ki ya var olma, ya da belki tarihten silinebilme tehlikesine karşı mücadeledir. Tam bu zamanlarda Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı İstiklal Marşı, bütün dünyaya karşı Kahraman Milletimizin var olma mücadelesini dünyaya haykıran en güzel örnektir. İstiklal Marşı ile milletimiz düşmana karşı tek vücut olarak direnmiş ve İstiklal Marşı milletimizin sesi olmuştur, olmaya da devem etmektedir. Bizler Mehmet Akif’inde dediği gibi Asım’ın nesliyiz. O gençlere güvendi ve güvenmekte de haklı çıktı. O İstiklal Marşını boşuna yazmadı. Bizler de gençlere güvenmeliyiz. Eğer gençlere güvenirsek onların neler başarabileceğini göreceğiz” diye konuştu.

Prorama katılan üniversite öğrencilerinden Çilem Adıgüzel, Emine Aybüke Subaşı, Tarık Sağaltıcı ve Feride Polat Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan’a yazdıkları mektuplarda şu ifadelere yer verdiler.
 

“Âkif’i Musa Kazım Arıcan hocamdan hayranlıkla ve gururla dinledim”

Çilem Adıgüzel (PDR 1. sınıf öğrenci):

“11 Mart Perşembe akşamı hiç bitmesini istemediğim rüya gibi bir programa katıldım. 2.30 saat nasıl geçti anlamadım. Mehmet Akif Ersoy gibi büyük bir üstadı İstiklal Madalyası sahibi bir Vatansever Milli şairi hayranlıkla ve gururla dinledim. Değerli hocamız Musa Kazım Arıcan tarafında bir 2.30 saat daha dinleyebilirdim. Değerli hocamızın yaptığı çalışmalara baktığımda dur durak bilmeyen bir İstiklal Marşı ve M. Akif Ersoy’u anlatma emeğini görünce doyumsuz bir program olacağını biliyordum zaten. M. Akif Ersoy’un sadece Milli şair olarak kalmayıp aynı zamanda: bir öğretmen, bir hafız, önemli kademelerde görev yapan çağın insanı olduğunu dinledim.  M. Akif Ersoy’un hem batı hem doğu düşüncesine hâkim, farklı dillerde araştırma yapan Anadolu insanına fikir adamı olarak bir değer kattığını dinledim.”

“Akif’e layık bir genç olabilmek için çalışacağım”

Emine Aybüke Subaşı (Sınıf Öğretmenliği 2. Sınıf):

“Tırnaklarıyla duvara kazılan bu kutlu marşımızı ayakta tutmak, Mehmet Akif’e layık bir genç olabilmek adına elimden geleni yapmaya hazırım. Her ne kadar tüm meslekleri kapsayan bir ruh olsa da adaylığını yürüttüğüm öğretmenliğin bu kutsal ruhu anlatabilmek ve dahası anlatabilmek için bizlere düşen sorumluluğun farkına daha çok vardığımı, bu ders sayesinde öğrendiğim farkına vardım.Edebiyat demek benlik demek, özümüz demek, değerlerimiz demek, beklide İslam ruhu ile özdeşleşmiş bir ruh demek, İstiklal Marşımız demek bu ifadelerin hepsi de Mehmet Akif Ersoy demek…İşte bizlerde Asım’ın nesli olarak nice önder şahsiyetlerimizi örnek alıp bu doğruda ilerlemeliyiz. Bu ilerlemenin başında benliğini, özünü, örfünü öğrenmektir. Bende bu yolda adımlar atmaya söz verdim.”

“O çok kıymetli bir mümindir”

Tarık SAĞALTICI:

“Mehmet Akif Ersoy Sanatı, bilimi ve İslam ahlakını yoğurmuş hem kök hem de gök bilimini harmanlamış büyük bir şahsiyettir. Bir taraftan imanı gereği kalbinde, dilinde ve davranışlarında büyük bir mütefekkir olarak aklını bilimsel çalışmalarına yoran ve örnek alınması gereken çok kıymetli bir mümindir. Mehmet Akif Ersoy hem doğunun kalbini (sıcaklığımı, samimiyetini, imanını) içimde batının aklını (fen, edebiyat, sanatını) birleştirip yoğuran ve bizden de bunu bekleyen bir ilim ve edebiyat insanıdır.”

“Musa Kazım Arıcan hocamın anlattıklarından çok etkilendim”

Feride Polat (Sınıf Öğretmenliği 2. Sınıf):

Asım’ın nesli diyorduk ya nesilmiş gerçekten. Bu nesli devam ettirmek için çok kıymetli hocalarımızdan aldığımız bilgiler ile bu yolda yürüyoruz. Dün katıldığım program da bu İstiklal Marşı ruhunun aşılması ve aktarılmasında biz gençler olarak üzerimize büyük sorumluluk düşmektedir. Dünkü programda öğrendiğimiz kadarıyla kendimize güvenmeliyiz. Çünkü bizim çok şanlı bir geçmişimiz var. Nice filozoflar, bilim insanları, kıymetli edebi şahsiyetler var. Sadece farkına varmalıyız. Dün çok kıymetli hocamın bir sözü beni çok etkiledi. Bizim de nice düşünürlerimiz var. Mesela Yunus Emre ama biz ona filozof Yunus demiyoruz Miskin Yunus diyoruz. Bunun yanında günümüzde Nurettin Topçu. Farkına varmalıyız.”

                                                                                                             Mahmut Erdemir