- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
GERÇEKÇİ EDEBİYATIN EN BÜYÜK TEMSİLCİ: LEV NİKOLAYEVİÇ TOLSTOY
Araştırmacılara göre Anna Karenina romanında Lev Tolstoy’un hayat öyküsünden alınmış birçok olay ve kişi bulunmaktadır. Romandaki Levin’in bizat Tolstoy olduğu da iddia edilir.
24 Temmuz 2020 Cuma 13:03
19. yüzyılda tüm toplumları etkisi altına alan Batılılaşma; Rusya’da da etkisini gösterdi. Felsefi bir gelenekten gelmese de Rus düşünürler, özellikle ontolojik normlarla çatışma gösteren bir dikte sonucu, hayatın anlamını daha fazla sorgular oldular. Rus edebiyatında; Dostoyevski-Tolstoy tartışmasının hâlâ devam etmesi de bu sebeptendir.
İki yazar da kurumsal din kimliğini tartışırken, -kendi dillerinde vurguladıkları şekliyle- Tanrı’yı inkâr etmezler. Tanrı’nın kuralları yanında toplumsal normları tartışırlar. Kanun mu ahlak mı meselesi tam da burada devreye girer. Tolstoy aforoz edilip dinden çıkartılmasına rağmen, Tanrı’ya olan inancından hiçbir nokta feda etmez. Onların meselesi tam anlamıyla; Tanrı’nın topluma din kurumları aracılığıyla yansıyan, hatta yansıtılan gibi olmadığı, Onun kilise yaptırımlarının çok üzerinde olduğu meselesidir.
Ne enteresandır ki; Rus edebiyatı Batılılaşma sürecini yaşarken, modernleşmenin kendilerine zorladığı din çatışmasını- ki mesele orada din değil; imandır, bunu reddederek kendi sorgulamalarını yaparlar ve daha sonrasında onların bu dönemi Zolotoy Vek -Altın Çağ- olarak adlandırılır. Gogol ile başlayıp Dostoyevski ile biten bu 60 yıllık süreç; G. Steiner’e göre Batı edebiyatı tarihinde yaşanılmış üç büyük patlamanın-sıçramanın sonuncusu. Cambridge Üniversitesi’nde dersler de veren Steiner; Batı zihninin şiirsel bir sezgiyle karanlığın içine daldığı üç sıçramadan bahseder. İlki Yunan tragedyası; ikincisi Shakespeare çağı ve üçüncüsü bugün dahi insan doğasını aydınlatan büyük eserlerin o dönemlerin ürünü olduğunu vurguladığı Rus romanı.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.