- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
09 Kasım 2025- İstanbul20°C▼
- Ankara12°C
- İzmir19°C
- Konya15°C
- Sakarya19°C
- Şanlıurfa24°C
- Trabzon18°C
- Gaziantep20°C
GÖKHAN ÖZCAN'DAN: HAMASET VE KOMPLEKS; İKİ TOPLUMSAL SİVİLCE...
Kanırtılmaya müsait birtakım tarihi meseleleri kullanışlı enstrümanlar olarak elinde bulunduran pekçok "dost ve müttefik" ülke ve düşman mihrak var dünyada.

Sözün gelişinden kimin haklı, kimin haksız olduğunu ayırmaya çalışmak gibi gayret içinde olmadığım anlaşılmıştır. O ayrı bir konu ve başka bir yazının konusu olabilir. Bu satırları yazmaktan muradımsa; herhangi bir meselede Türkiye'yi öyle ya da böyle hedef alan girişimler karşısında kuşandığımız yeni savunma kılık ve kıyafetinin, yer yer taşıması gereken vakar ve ciddiyeti kaybedip, milletimizin tecrübe ve hissiyatına yakışmayacak kadar sığ, yakışıksız, ucuz renkler ve tonlar taşımaya başlamış olmasıdır.
Uğradığımız hiçbir akıl dışı sözlü ya da fiili saldırı, bize kendi karakterimizi, hakkaniyet ölçümüzü kaybetme meşruiyeti vermez. Özümüzde, kültürümüzde olmayan birtakım ahvali, sırf bu çok boyutlu manipülasyonlar çağı bizi oramızdan buramızdan dürtüklüyor diye tereddüt dahi etmeden üstümüze kuşanamayız. Mesela bizler ırkçı olamayız. İnsanlar arasında ayrım gözetemeyiz. Haksızlıkları ve haksızları şartlar ne olursa olsun en gür sesimizle dile getirmemiz gerekir, evet. Ancak başkaları yapıyor diye hiçbir milleti, topluluğu, kültürü, inanç grubunu aşağılamaya, dilimizi bozmaya tevessül edemeyiz. Sırf üste çıkabilelim diye ortalığa lüzumsuz, yersiz, cibilliyetsiz espri ve tavırlar saçamayız, bunu kendimize yakıştıramayız. Çünkü biz sahip olduğumuz değerler bakımından kamil bir toplum gibi dirayetli davranmak durumundayız. Kendimizi eksiğimizle fazlamızla bilmek, kendi muhasebemizi yapmak, başkalarının karşısında boynumuzu bükük kılacak bir ayıbımız varsa bunun hesabını kendi irademizle kesmek mecburiyetindeyiz. Kendimizi savunmak için hiçbir zaman başkalarının ayıbını ve pespayeliğini dilimize dolamaya ihtiyacımız olmamalıdır. Çirkinin karşısına çirkinlikle çıkmak bizim için yol olamaz.
Bugün insanlarımız yer yer bunun dışında bir tepkisellik manzarası arzeder hale geldiyse eğer, hem toplumsal karakterimizde, hem özgüvenimizde önemsenmesi gereken arızalar ve sıkıntılar yaşıyoruz demektir. Hamurumuza fazla hamaset bulaşmış, özgüvenimizin yerini irili ufaklı kompleksler almış demektir.
Ben bu kompleksli savunma dilini ve ahvalini sevmedim, sevmiyorum. Birilerinin söz ve davranışlarışlarıyla bu topluma verebilecekleri en büyük zarar, bize hakikate sadakatimizle birlikte vakar ve ciddiyetimizi de kaybettirmeleri olacaktır.
26.12.2011 Yeni Şafak
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.