- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
07 Kasım 2025- İstanbul16°C▼
- Ankara12°C
- İzmir16°C
- Konya10°C
- Sakarya14°C
- Şanlıurfa20°C
- Trabzon16°C
- Gaziantep18°C
GRİ KAPAKLI, YEŞİL SAYFALI BİR KİTAP: TAHRAN
Şehre hayat veren insanlar, insanları barındıran şehirlerdir. Cihan Aktaş ile bir şehrin, Tahran’ın kapılarını araladık. Konya Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Yazarlar Birliği’nin ortaklaşa düzenlediği 2.

Aslında hepimiz şehri, yazar olarak ya da sıradan insanlar olarak birlikte yazıyoruz. Söz konusu olan kesintilerine rağmen süreklilik arz eden bir metin. Ve aslında her birimiz bir şehir hakkında pek çok ansiklopedik bilgi edinebiliriz. Bundan dolayı bugün sizlerle Tahran’a dair çağrışımlarla gelişen izlenimlerimi paylaşacağım. Ve önemsediğim bir soru da bir şehri en iyi kimin kaydedeceği…
Tahran, içinde dolaşırken çok eski bir maziye sahip bir şehir değilmiş gibi görünüyor. Bundan 500 sene kadar önce bağlık bahçelik bir köy olan Tahran’ı korumak için, Şah Tahmasb Safevi, etrafının surlarla çevrelenmesini emretmiş. Bu surlara da Kur’an sureleri sayısınca 114 burç dikilmesini istemiş. Kerim Han Zeyd zamanında dört yıl kadar başkent olmuş; Ağa Muhammed Kaçar 1732’de bütünüyle başkent olarak benimsemiş Tahran’ı.
Şehir gri kapaklıdır, çünkü…
Bugün modern herhangi bir şehir gibi kalabalık ve telaşlı görünen Tahran, sanki o büyürken güneyinde küçülen tarihî Rey ile tutunuyor geçmişine… Ve Rey Tahran’ın ucuna eklenmiş gibi görünse de, tarihî derinliği ve sağlamlığıyla şehrin başını alıp giden o devasa gri görünümü gösteren bir aynaya dönüşüyor.
Evet, şehir ilk bakışta gri görünür turistlere. Çünkü çok fazla arabası var, petrol ucuz, binaların rengi solgun, savaş ve devrimlerden geçmiş yani toparlanması çok zor bir izlenimin esintileri var. Üstelik sürekli Irak çöllerinden gelen bir toz bulutu tarafından da tehdit ediliyor, yıl boyu. (Söylentilere bakılırsa toz bulutunun içinde savaş bombardımanlarından kalan zayıflatılmış uramyum parçacıkları var.)
Dikkatimi çekenler
Vaktiyle şehir eşkıyaların uğrak yeri bir mahalleymiş. Eşkıyalar soydukları kervanlardan aldıkları eşyaları etrafa açtıkları kuyularda saklıyorlarmış. “Ali’nin kuyusu”, “Veli’nin kuyusu” gibi adları olan kuyular bugün Tahran’da mahalle ve bölge adı.
Eşkıya kuyularından devrim sırasında damlardan yükselen tekbir nidalarına gelmiş bir şehir Tahran. Damlar, şehrin alternatif kamularından biri adeta. Aynı tekbir sesleri şaibeli 2009 seçimlerinden sonra da duyuldu Tahran damlarında.
İstanbul’un denizinin yerini Tahran’da dağlar alıyor. Şehir halkı sabahın erken saatlerinden itibaren dağlara akıyor. Dağcılık çok yaygın. Kar sporları da öyle.
Gri kapaklı kitabın iç sayfalarını yeşerten, sistemli bir şekilde yapılan parklar kadar, teneffüs imkanı veren, her kesimin yararlanabileceği spor merkezleri, kültür-sanat merkezleri…
Kuzey-Güney ayrımı
Kimliksiz, karmaşık ve özensiz bir şehir gibi duruyor Tahran ilk bakışta. Bir taraftan da kısım kısım ele aldığınızda dünyalar arasında uçurumlar olması gerektiği izlenimine kapılıyorsunuz; alternatif kamuları, yeraltı katmanları olan bir şehirden söz ediyoruz çünkü. Ayrıca orada bütün dünyayı da etkileyen bir ayrım, kuzey-güney ayrımı var. Bu ayrım bir bakıma tabiatın zorladığı bir şey. Çanağı andıran şehrin kuzeyinde sıra dağlar, temiz hava, güzel, depreme dayanıklı evler, varlıklı aileler var. Tıpkı dünyanın kuzeyi gibi.
Güneyi ise daha sıcak, havası daha boğucu, bakımsız ve insanların varlık seviyeleri daha alt seviyede. Devrimden sonra epeyce değiştiği halde, güney hâlâ o eski ayrımın izlerini taşıyor. Neler yapılmış? Mezbahalar kültür merkezlerine, genelev mahalleleri parklara çevrilmiş devrimin ardından.
Şehrin yenilenmesini engelleyen, İran’ın kendisine açılan savaşla içine çekildiği savunma pozisyonu bir bakıma. Tahran, 1986’da Şehirler Savaşı ile de tahrip edilmiş bir şehir.
Nurcan Kara aktardı
13.10.2012 dunyabizim.com- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.