- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
“GÜZELLİĞİN ON PAR’ ETMEZ BU BENDEKİ AŞK OLMASA”
İster taklit seviyesinde seyretsin, isterse temsil; sanat eserinde aslolan, güzel tabiatın resmedilmesi veya tabiatın güzel(ce) resmedilmesi değil, o eserdeki bahisten irtibatsız bir tarzda, sanat ifadesindeki hususiyetler...
04 Şubat 2021 Perşembe 12:53
Bir sanat eserinin güzelliği, ancak kendine has mükemmelliğinde mahfuz. Sanat eserindeki bu kendine has güzelliği teşhis, tespit ve akabinde de elden geldiğince itilâf seviyesinde tutma teşebbüsü ise estetik meşgalesinin mevzuu. Sanatkâr ise sanat tarihini ve hususen de kendi sanat sahasının şahikalarını, estetisyeninkinden başka bir gözle tetkik ve mümkün mertebe onlardaki mükemmelliyeti ilkin idrak, akabinde de aşmak mükellefiyetinde.
Sanat Tarihi erbabının hazzetmeyeceği alelusûl bir tasnifle olanca sanat eserlerini mevzuları bakımından, tabiatı esas alanlar ve almayanlar diye ikiye ayırabiliriz.
Zihnimiz esasen dış dünyayı idrake hazır bir tarzda yaratıldığı için, tabirlerimizi de bu tespitten hareketle aynı şekilde ikiye ayırmamız mümkün: Tabiatta karşılığı bulunan müşahhas tabirler ve tabiattaki mahiyeti bir şekilde ifade edilebilen ama işaret edilemeyen mücerret tabirler. Her ne kadar plâstik sanatlar tabiatı esas alsa ve hatta zamanla birçok kalıp ve nihayetinde remz ifade anlayışlarına tekâmül etse de tarih boyunca hiçbir zaman geçen yüzyıldaki kadar mücerrede yönel(e)medi.
Devamı: https://www.gzt.com/gercek-hayat/guzelligin-on-par-etmezbu-bendeki-ask-olmasa-3568239
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.