27 Eylül 2025
  • İstanbul19°C
  • Ankara15°C
  • İzmir21°C
  • Konya15°C
  • Sakarya18°C
  • Şanlıurfa23°C
  • Trabzon18°C
  • Gaziantep21°C

HABİB AĞABEY’İ ÖZLEYECEĞİZ

Önder SAATÇİ

11 Haziran 2025 Çarşamba 11:27

Milletleri yaşatan dilleri, inançları, kültürleri, bir de tarihlerinden aldıkları derslerdir. Fakat bu değerleri milletin fertlerine ve yeni nesillerine ulaştıracak birileri de olmalıdır. Onlar Mustafa Kemal gibi, bazen bir savaş meydanında ortaya çıkarak kahramanlıklarıyla milletinin kaderini değiştirirken, bazen de hamiyetleriyle, üstün gayretleriyle mensubu olduğu millete hizmet ederler. Bu erler bazen de fikirleriyle, kalemleriyle ve kâğıda döktükleri eserleriyle milletlerinin hayat damarlarına kan verirler. İşte Habib Hürmüzlü, Irak Türklüğünün var olma mücadelesinde hem mesleği olan avukatlıkla hem kalemiyle hem de mücadelesiyle Irak Türklüğünü ayakta tutan, ona yaşama azmi veren erlerden biri oldu.  

Habib Hürmüzlü hukukçuydu. Daha doğrusu bir hukuk savaşçısıydı. 14 Temmuz Katliamı’nın sorumlularının yargılandığı Bağdat’taki askerî mahkemelerde diğer avukat arkadaşlarıyla birlikte, şehit ailelerinden hiçbir ücret almadan onların haklarının koruyucusu oldu. O, serbest avukatlıktan sonra Irak Evkaf Bakanlığında bir bürokrat olarak üst seviyede görevler de aldı. Orada Kerkük’ün Türklüğünün en önemli göstergelerinden olan Musalla Mezarlığı’nın istimlak edilerek güneyden getirilecek Arap ahaliye peşkeş çekilmesini zekice önleyen odur. Bütün bunları Arapça kaleme aldığı “مذكرات صحفي تركماني  ” (Bir Türkmen Gazetecinin Hatıraları) kitabında ayrıntılarıyla anlatır.

 

Habib Hürmüzlü aynı zamanda bir gazeteci ve yayıncıydı. Onun ilk gazetecilik macerası Kerkük’te 1958-1959 yılları arasında Ata Terzibaşı ve Muhammed Hacı İzzet’le birlikte çıkardıkları Beşir gazetesiyle başlar. Bu faaliyetiyle sadece bir kültür hizmeti ifa etmez, aynı zamanda rejimin ağır sansür baskısıyla da mücadele etmek zorunda kalır. Gazetede kullandıkları “Türk” ve “Türkçe” terimlerinin, rejimin sansürüyle nasıl “Türkmen” ve “Türkmence” şekline dönüştürüldüğünü ibret dolu satırlarla yine hatıralarında anlatır. Beşir’deki gazeteciliği 14 Temmuz 1959 Kerkük Katliamı’ndan önceki süreçte, birçok Türkmen aydınıyla birlikte, onun sürgününe sebep olsa da, o, yılmadan usanmadan mesaisini, enerjisini Irak Türklüğünün emrine vermekten geri durmaz; Bağdat’ta iken kamu görevinin yanı sıra fahri şekilde, yıllarca Kardeşlik dergisinin çıkarılmasında öncü olur. Bu uğurda da az çile çekmez. Dergiyi çıkaran Türkmen Kardeşlik Ocağının etkisizleştirilmesi ve yozlaştırılması için Ba’s rejiminin bütün ayak oyunlarına karşı diğer Türkmen üyelerle birlikte göğüs gerer, rejimin günden güne ağırlaşan baskısı onu asla yıldırmaz.  

Habib Hürmüzlü bir araştırmacı-yazardı da. Önce Irak Türkmen ağızlarından kelimeler derleyip bunları iki sözlük hâlinde yayınladı. 2003 yılındaki Kerkük Türkçesi Sözlüğü’nü 2013 yılındaki Irak Türkmen Türkçesi Sözlüğü izledi. Bu iki sözlükten ikincisi birincisinin genişletilmiş ikinci baskısıydı. 3. genişletilmiş baskıyı da yapmayı planlamıştı ancak ömrü vefa etmedi. Doktora tezimi hazırlarken bu sözlükler beni hiç yolda bırakmadı. O, ayrıca akıcı ve işlek Arapçasıyla hatıralarını kaleme aldı. Bunlardan biri yukarıda sözünü ettiğimiz hatıra kitabı diğeri ise Irak Türkmen davasına dair yaşadıklarını ve fikir yazılarını içeren “قوم يدعون التركمان  ” (Türkmen Denen Bir Kavim) idi. Bunlarla da yetinmeyen Habib Hürmüzlü son yıllarında, 80’li yaşlarına aldırmadan hukukçuluğunu, Irak Türklüğünün yakın tarihindeki tanıklıklarını ve araştırmacılığını iki şaheser hâlinde bize armağan etti. Bunlardan biri “التركمان في التشريعات القانونية العراقية ”[1], diğeri ise “مجزة كركوك تموز 1959  ” (Temmuz 1959 Kerkük Katliamı) idi. Onun araştırmacılığının diğer bir eseri de merhum Ekrem Pamukçu ile birlikte hazırlamış olduğu Irak’ta Türkmen Boy ve Oymakları’dır.

Habib Hürmüzlü 92 yıllık hayatına hem mesleki çalışmalarını, hem sosyal faaliyetlerini hem de yazarlığını sığdırdı. Bütün bunları da Irak Türklüğüne hizmet şuuruyla ve aşkıyla yerine getirdi. Onun geride bırakmış olduğu eserler ve mücadele azmi yeni Türkmen nesillerinin yolunu aydınlatacaktır. Irak Türkmenleri ona şükran borçludur.

Nur içinde yat Habib ağabey. Cennet mekânın, Hz. Peygamber şefaatçin olsun inşallah.   

 


[1] Bu kitap Türkçeye tercüme edilmiştir. Bkz. Habib Hürmüzlü, Irak’ın Hukuki Yapısı İçinde Türkmenler, Kerkük Vakfı Yayınları, İstanbul 2020.

 

1-(7).png

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.