- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
HALİL CİBRAN, KORKULUK
KORKULUK
29 Mart 2018 Perşembe 12:45
Bir gün, bir korkuluğa şöyle dedim: “Tarlanda böyle tek başına durmaktan yorulmaz mısın?”
Dedi ki bana: “Korkutmanın hazzı öyle derin,öyle süreklidir ki, asla yorulmam.”
Bir an düşündükten sonra, “Doğru,” dedim, “ben de yaşadım bu hazzı.”
Korkuluk cevap verdi: “Sadece, benim gibi, içi saman dolu olanlar bilirler bunu.”
Beni pohpohluyor mu, aşağılıyor mu, anlayamadan bıraktım korkuluğu gittim.
Geçen bir yıl içinde korkuluk filozof oldu.
Ve yeniden oradan geçtiğimde, korkuluğun şapkasının altında, iki kuzgunun yuva yaptığını gördüm.
ÜÇ KARINCA
Üç karınca. güneşin altında yayılmış uyuyan bir adamın burnunda karşılaştılar. Her biri kabilesinin geleneklerine göre birbiriyle selamlaştıktan sonra, biraz çene çalmak için orada durdular
Birinci karınca söze başladı: “Bu tepeler, bu vadiler bugüne kadar gördüğüm en boş yerler; bütün gün tek bir tohum aradım ama boşuna.”
İkinci karınca şöyle dedi: “Ben de, her köşeyi, her aralığı yokladımsa da, bir şey bulamadım. Sanıyorum, halkımın ‘hiçbir şeyin bitmediği kımıldayan kumlar’ dediği şey budur!”
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.