- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
HASAN BOYNUKARA: İSTANBUL'UN FETHİ: NE TAHFİF NE TAKDİS
13 Temmuz 2020 Pazartesi 11:46
Tarihçi değilim ancak bu konuda ahkâm kesen ya da hamaset yapanlar kadar bir okumuşluğumuz vardır. Herkes bilir ki tarihin nesnel olduğu, çünkü belgelere dayandığı iddiası büyük ölçüde sadece bir iddiadan ibarettir. Kurgu ile gerçekliğin iç içe geçtiği bir alanda tartışılmaz bir gerçeklikten söz etmek oldukça zordur. Kimi zaman, çeşitli kaygılarla, “yalan” gerçeğe tercih edilmektedir. Gerekçesi de “gelecek nesilleri vatan millet aşkıyla tutuşturma, onlara şanlı bir tarihin gurunu yaşatma” savıdır. Her millet kendi tarihini yüceltebilir; ancak bu yüceltme makuliyet sınırlarını aşınca komediye dönüşme riski taşır.
Yakın tarihimize baktığımızda, örneğin Abdülhamid için hem Kızıl Sultan hem de Ulu Hakan yakıştırmalarının yapıldığına tanık oluruz. Aynı durum Mustafa Kemal, Enver Paşa vb. çok sayıda tarihsel figür için de geçerlidir. Osmanlı yönetimini sömürgeci olarak değerlendirenler de var, gittiği her yere adalet ve refah götüren bir devlet olarak görenler de. Biz okuyucu olarak birinden birini savunmak veya fanatik taraftarı olmak yerine her iki bakış açısına da imtina ile yaklaşmak durumundayız. İnanmışlar için böyle bir önerinin anlamsız olduğu ise açıktır.
Devamı: https://www.fikircografyasi.com/makale/istanbulun-fethi-ne-tahfif-ne-takdis
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.