08 Kasım 2025
  • İstanbul15°C
  • Ankara11°C
  • İzmir14°C
  • Konya10°C
  • Sakarya14°C
  • Şanlıurfa17°C
  • Trabzon17°C
  • Gaziantep14°C

HASAN CELAL GÜZEL'DEN: İKİ RÖPORTAJIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Bu hafta başında yayınlanan iki röportaj beni çok düşündürdü. Birincisi, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Hürriyet gazetesinde 'Ulusçulukla hesaplaşma zamanı geldi' başlığında yayınlanan röportajı, ikincisi, Prof. Dr.

Hasan Celal Güzel'den: İki röportajın düşündürdükleri

***

Kürt konusunun, tarihin derinliklerine kadar giden kadim bir birliktelik temelinde esas alınması doğrudur. Bu birlikteliğin esası da inanç birliğidir. Ancak, Davutoğlu'nun ikinci temel olarak gösterdiği eşit vatandaşlık bilinci ve hakkı, günümüzde hiç istisnasız uygulanmaktadır. Geçmişteki bazı uygulamalar hatâlı olabilir ama bunların hâlen devam ettiğini varsaymak da doğru bir teşhis değildir. Türkiye'nin bir 'yenileşme merkezi' olabilmesi için, her şeyden önce ortak bir kimlik etrafında birleşmesi ve daha sonra büyük ufuklara açılması gerekir. Diğer taraftan, Kürt sorunu denilen olgu, aslında bir avuç ırkçı-bölücü Kürtçü'nün terör eylemleri neticesinde ortaya çıkmıştır ve bunda Türk Milleti'nin hiçbir dahli yoktur. 
Davutoğlu
'nu yanlış anlamış olmayı tercih ederim. Zira, bazı temellere dayanılmadan doğru bir politika uygulanamaz. 

***

Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın röportajında, PKK'nın iç savaş istediği ve halk ayaklanması çıkarmaya çalıştığı vurgulanıyor. Benim de iştirak ettiğim görüşlerinde Özdağ, terör örgütünün son saldırılarını ve bazı ilçe merkezlerine sızma girişimlerini şu şekilde vurguluyor: 'PKK, Arap Baharı'nın Suriye'ye gelmesini kendisi için olağanüstü bir fırsat olarak görüyor. PKK'nın hedefi, devletin ve hükümetin moralini kırmak, devlet yanlısı halkı psikolojik baskı altına almak ve olumsuzluğa sürüklemek, halk ayaklanması çıkarıp TSK'yı meskûn mahal çatışmasına zorlamak.'Özdağ, sonunda 'Bakın Suriye'deki iç çatışmanın benzeri Türkiye'de yaşanıyor' dedirtmek istendiğini söylüyor. 

Prof. Özdağ haklıdır. Lâkin, PKK'nın bu çabaları boşunadır. 1980 öncesinin moda tâbiriyle, bunlar 'terörün son çırpınışları' olarak kalmaya mahkûmdur.

18.09.2012 Sabah

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.