- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
09 Kasım 2025- İstanbul20°C▼
- Ankara12°C
- İzmir19°C
- Konya15°C
- Sakarya19°C
- Şanlıurfa24°C
- Trabzon18°C
- Gaziantep20°C
HEKİMOĞLU İSMAİL'DEN: AİLE HUZURU...
Aile deyince aklımıza üç unsur gelir: Kadın, erkek ve çocuklar... Önemli olan eşlerdir. Eşlerden biri, "benim dediğim olacak", diğeri de, "benim dediğim olacak" derse bu gururla eşler birbirine darılır.

Ehli tarik, nefis ıslahını madde madde nefsinde uygular. Ondan sonra insaniyet makamına çıkıldığına inanırlar. Yani herkes biyolojik yönden insandır. Fakat insan olmak başka, insaniyet daha başkadır. İnsaniyet sıfattır. Bu sıfatın şartları vardır. Eşlere insaniyeti kim öğretti? Kim uygulama yaptı? Bahçede kavak büyüdü, evde çocuklar büyüdü...
Her branşın mühendisliği, doktorluğu vardır. İnsanlığın mimarı İslamiyet'tir. İslamiyet ilmihaldir. Eğer eşler şöyle sözleşse, "ikimiz de ilmihale uyacağız." O zaman her türlü kavga gürültü ortadan kalkar, mesut olurlar. Bunun örnekleri çoktur bende. Şunu da söyleyeyim ki eşler, elbise değildir, kolayca çıkarıp vestiyere asıp gidelim... Böyle bir mantık olamaz. Eşler, insanın derisi gibidir. Ayrılmak derinin soyulması gibi ıstırap verir. Bu hemen anlaşılmaz. Günler geçtikçe acı belirginleşir. Bu sebepten diyoruz ki, ayrılmak için doğan sebebin hem tıbbi hem hukuki hem İslami boyutu olmalı...
Müslüman'ca yaşayan, insanca yaşıyor demektir. İnsanca yaşayan da Müslüman'ca yaşıyor demektir. Müslüman'ca yaşamanın mükafatı dünya ve ahiret saadetidir. Mademki mükafat bu kadar büyük elbette ki o mükafatı elde etmek için gayret sarf etmek gerekir. Aklı ve iradeyi kullanmak gerekir. Çevrenize şöyle bir bakın... En mesut aile hangisidir?
Beğendiğim bir hikâye vardır...
Çok zengin olan bir adam karısına diyor ki, "hanım ben senden çok memnunum, dile benden ne dilersen, sana hemen alayım." Kadın diyor ki, "ben senden ayrılmak istiyorum, bunu kabul et." Adam şaşırıyor, "benden ev iste, araba iste, altın iste; ne istersen alacağım sana, diyorum, sen bunların hiçbirini istemedin, ayrılmak istiyorsun. Bunu bir türlü anlayamadım." Kadın diyor ki, "efendi, sen sağlıklısın, zenginsin, gücün kuvvetin yerinde, hiçbir derdin yok. Bu sıfatlar firavunlarda vardır. Senin firavun olacağından korktuğum için ayrılmak istiyorum." Bu derin gerçek karşısında adam, "peki hanım, yarın mahkemeye başvuralım, ayrılalım." diyor. Adamın çok canı sıkılıyor. Abdest almaya giderken ayağı burkuluyor, düşüyor. Hanımı onu kaldırıyor, oturtuyor, diyor ki "ayrılmaktan vazgeçtim, çünkü senin ayağın burkuldu. Demek ki sen firavun olmayacaksın." O kadın biliyor ki, Firavun hasta olmayınca maddeten güçlü bir durumda olunca, şımarmış, "ben sizin Rabb'inizim" demiştir.
İşte dindar eşler İslamiyet'e böylesine bağlıdır... Evliliğimiz ya İslami hayatla devam edecek, yahut o hayattan ayrılınca, "ben yokum" diyebilecek...
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaş ziyaretime geldi. "Eşim çok sinirli, her şeye kızıyor, her şeye küsüyor." dedi. Dedim ki, "Allah, kadına asabiyet vermiş, o sinirli hanımı da sana yazmış. Bu şekilde tekamül etmeni istiyor. Allah o hanımı böyle yaratmış. Kadının suçu yok. Öyleyse bu kadının huyunu değiştiremezsin. Velasr Suresi'ne göre sabret" dedim. Ve sabrına karşılık Allah, zenginlik verir, hayırlı evlat verir, sağlık verir. Yani Allah rahman olduğu için rahmetiyle kullarının huzur içinde yaşamasını ister. Huzuru bozan insandır. Allah'ın yarattıklarında kötülük yoktur, insanın yaptığı işlerde kötülük vardır.
Evliliklerinde problem yaşayan çiftlere dikkat ettim, huzursuz olmalarının sebebi, İslamiyet'ten uzaklaşmalarıdır.
24.12.2011 Zaman
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.