- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
HİKMET VE HEKİMLİK BİRLEŞMİŞTİ ONDA!
İbn-i Sina'yı hepimiz bildiğimizi sanırız ama daha eserlerini bile elimize almamışızdır.
30 Ağustos 2019 Cuma 13:23
Hemedan’da bir sabah ezanı
Rivayet odur ki; hem filozof hem hekim olan büyük bilgeye neden peygamberlik davasına kalkışmadığı sorulur. Rivayet ya bu, büyük bilge kendisini böyle bir davada yalnız bırakmayacağını dile getiren talebesine büyük bir vakar eşliğinde sonra cevap vereceğini belirtir. Kim bilir belki de nerden ve nasıl başlayacağını, hangi iddiayı dillendireceğini ve nasıl bir keramet göstereceğini ölçüp biçecektir. Vakit ne kadar geçer bilinmez lakin soğuk bir gecede suali eyleyen talebeden bir bardak su isteyen bilge ne dediyse suya kavuşamaz. Ama Hemedan’da o soğuk sabah, 400 yıl öncenin aşkına giderek bir gerçeği öğrenir. Peygamber olmak; ilimle, kuvvetle ya da sıkı destekçilerle olacak bir şey değildir; çünkü o sırada okunan yanık bir ezanda gerçek bir aşk hiçbir karşılık beklenmeden dile gelmekte ve 400 yıl önceki peygamber tesiri bu soğuk sabahta dahi eksilmeden devam etmektedir. Ve bilge hayatta olmasına rağmen bir bardak su için sözünü geçiremediği öğrencisine hitaben: “Benim sözümün bu kadarcık bile tesiri olmuyor. Şu halde ben hangi kuvvetle peygamberlik iddiasında bulunurum.” der.
Ölerek ölümsüzleşmek
Tabi rivayetler hoştur, gerçek oldukları ya da olamayacakları da çoğu zaman başka rivayetlerin mahkumudur. İster inanın ister inanmayın bunların altında ufak da olsa bir doğruluk payı vardır. NitekimA. Sühey Ünver bu durumu şöyle açıklar: “… Hele Şarkta uydurma efsane yapılmamıştır. Bunların mutlaka bir aslı vardır. Lakin zamanla nakloluna oluna böyle şekillere girmiştir.” İşte çeşitli şekillerde, farklı unsurlar eşliğinde; ama aynı sonucu dile getiren bu efsane, aslında ismi efsaneleşmiş bir bilgenin hayatından sadece acabalara dair bir kesit. O ki hayatına başladığı Buhara’da Hüseyin, sonraları dedesinin adı olan Sînâ, oğlundan ötürü Ebu Ali ve Batının büyük keşfi ile Avicenna ya da kısaca ölümsüzlüğü ölerek ölümden kurtulmakta bulan İbn-i Sînâ’dır.
Devamı: https://www.dunyabizim.com/portre/hikmet-ve-hekimlik-birlesmisti-onda-h7538.html
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.