- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
08 Kasım 2025- İstanbul17°C▼
- Ankara8°C
- İzmir16°C
- Konya11°C
- Sakarya14°C
- Şanlıurfa17°C
- Trabzon18°C
- Gaziantep17°C
HİLAL KAPLAN'DAN: İRAN VE PKK
İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Hasan Firuzabadi'nin, Suriye'de akan kandan Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye'nin sorumlu olduğunu iddia ederek 'Suriye'den sonra sıra Türkiye'ye gelecek' sözleri, İran-Türkiye ilişkilerinin geldiği endişe verici noktay

'AKP devletinin dış politikadaki yanlışlıkları PKK'ye yeni alanlar açmıştır. PKK'nin manevra alanını genişletmiştir. Her şeyden önce İran, Irak, Suriye ve Lübnan'a kadar olan saha hem genişlemesine hem de uzunlamasına PKK'ye açılmıştır (...) AKP devletinin tüm sınırlarının denetimi PKK güçlerinin eline geçecektir. PKK her taraftan Türkiye'nin içine müdahale etme kabiliyeti kazanmış olacaktır. Bu durum Türkiye'de yürütülecek savaşımının boyutunun hangi düzeyde olacağı hakkında da ipuçları da vermektedir. Türkiye'nin tüm ordusunu ve istihbarat gücünü bu sınırlara yığsa bile bu sınırları denetlemenin mümkün olmadığını şimdiden söylemek gerekiyor. Onun için mevcut durumda Türkiye'den yürütülen savaşın fırtına kopmadan önceki savaşın provaları olarak değerlendiriyorum. Şayet AKP ve Erdoğan hükümeti yürütülecek olan savaşın yine eskiden olduğu gibi kırsalla sınırlı kalacağını, sadece vur-kaçla süreceğini, dolayısıyla böyle bir savaşı yıllara yayarak iktidarını ayakta tutmayı düşünüyorsa şimdiden söyleyeyim büyük yanılır.'
Özetlemek gerekirse, PKK devletle savaşmıyor; 'AKP devleti'yle savaşıyor. Amacı Kürtlerin haklarından ziyade, Esed rejiminin kendisine verdiği desteğin karşılığını Şemdinli'de ödemektir. Yoksa iki tepeyi ele geçirmek adına onlarca elemanını telef ettirmesinin başka bir anlamı var mıdır? Ancak geçtiğimiz sene, yukarıda alıntıladığım yazıyı yorumladığım 'PKK'nın yeni stratejisi' yazımdaki tesbitlerimin hâlâ geçerli olduğu kanaatindeyim:
'Türkiye'nin demokratikleşmede kat etmesi gereken mesafenin çok olduğu doğrudur ama asla İran veya Suriye ile kıyaslanamaz. PKK'nın girdiği yol, bu yüzden BDP tabanı tarafından tasvip edilmiyor. PJAK üyelerini idam eden İran'a yönelik silah bırakacaksınız ama muadil en büyük sorun KCK tutukluları olan Türkiye'de terör estireceksiniz. Hemen her gün sivilleri katleden Suriye rejimiyle beraber iş tutacaksınız ama Türkiye'ye gelince sivilleri katleden taraf olmaktan geri durmayacaksınız. Barzani ve Talabani'nin silahın miadının sona erdiğini, mücadelenin demokratik yollardan yürütülmesi gerektiğine dair açıklamalarını gözardı edeceksiniz ve Meclis'te temsil edildiğiniz devleti silahla tehdit etmeye devam edeceksiniz. 'Arap Baharı'na karşı duran, engellemek için elinden geleni ardına koymayan ülkelerle işbirliği yapacaksınız, ondan sonra da hamile kadınları, bebekleri, gezmeye çıkmış gencecik kızları katlederek Türkiye'de 'Kürt baharı' estirmeye kalktığınızda Kürt halkı neden arkanızda durmuyor diye merak edeceksiniz.
Gelinen noktada Kürtler için özgürlük mücadelesi verdiğini iddia eden PKK, Kürtlere zulmeden mezkûr ülkelerle 'stratejik işbirliği' yapıp Türkiye'ye ilan ettiği savaşı sürdürüyor (...) PKK 'manevra alanı'nı istediği kadar genişletsin, hükümet sivil siyaset alanını güçlendirdiği müddetçe PKK, döktüğü kanda ancak kendi kendisini boğacaktır.'
Biz yeter ki kendi Kürt meselemizi çözelim, PKK'nın silaha sarılmasını sağlayan çaresizliği büyümeye mahkûmdur.
10.08.2012 Yeni Şafak- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.