- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
09 Kasım 2025- İstanbul15°C▼
- Ankara8°C
- İzmir16°C
- Konya9°C
- Sakarya14°C
- Şanlıurfa17°C
- Trabzon17°C
- Gaziantep11°C
HİLMİ YAVUZ'DAN: 'MUHAFAZAKÂR ESTETİK' VE İSLÂM MEDENİYETİ
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Dr.

Bunlara göre, sanki akaid ile medeniyet ayrı ayrı şeylerdi! Hâlbuki İslâm'ın büyük estetik medeniyetinin kaynağı ve özü, elbette Vahiy ve Sünnet'ti;- başka bir şey değil!
Prof. İsen, bu tam da vaktinde verilmiş konferansından sonra 'Zaman'ın Pazar Eki'nde Nuriye Akman'la yaptığı konuşmada, "muhafazakâr estetikteki referans noktaları[nın] Yahya Kemal ve Ahmet Hamdi Tanpınar" olduğunu belirtiyor- ki, bu son derece önemlidir. Önemlidir, evet, zirâ Yahya Kemal, Mehmet Akif'in "İslâm akaidinin, kendisininse, İslâm şiirinin [dolayısıyla bana göre, İslâm medeniyetinin] şairi" olduğunu söylemiştir. Prof. İsen, muhafazakâr estetik konusundaki referanslarını Yahya Kemal ve Tanpınar'dan aldığını bildirmekle, kendisini bu estetik geleneğin modern temsilcilerine eklemlemiş olmaktadır.
Prof. İsen'in bu bağlamda son derece dikkati çeken bir açıklaması da "Dün oluşturduğumuz medeniyet olgusunu bugün niye oluşturmayalım?" sorusudur. Muhafazakâr estetik'in "sadece dinî değil, dinin de içinde olduğu çok daha geniş bir perspektif[ten]" ele alınması gerektiğini bildirirken İsen, elbette bu büyük medeniyetin estetiğinin, 'yeniden üretilmesi'ne atıfta bulunmaktadır. 'Yeniden üretim'in özü, Vahiy ve Sünnet olarak geleneksel, biçimi ise, modern olacaktır;-yani Prof. Nilüfer Göle'nin İslami tesettür konusundaki kavramsallaştırmasına ['modern mahrem'] özenerek söylersem, 'modern İslamî estetik'!
Bunu söylerken Tanpınar'ın Mahur Beste'de Molla Bey'e söylettiklerini düşündüm tekrar: "Gene anladım ki, bizim Şark, Müslümanlık, şu bu diye tebcil ettiğimiz şeyler, bu toprakta kendi hayatımızda yarattığımız şekillerdir. Bize ulûhiyetin çehresini veren Hamdullah'ın yazısı, Itrî'nin Tekbir'i, kim olduğunu bilmediğimiz bir işçinin yaptığı mihraptır."
15.04.2012 Zaman
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.