10 Kasım 2025
  • İstanbul15°C
  • Ankara8°C
  • İzmir14°C
  • Konya8°C
  • Sakarya13°C
  • Şanlıurfa16°C
  • Trabzon15°C
  • Gaziantep9°C

HİLMİ YAVUZ'DAN: WİTTGENSTEİN VE SAFFET MURAT TURA

Gerçekten büyük değer verdiğim kardeşim Dr. Saffet Murat Tura, son yıllarda benim de bir ölçüde tanık olduğum felsefî tezlerini 'Madde ve Mana: Rasyonalitenin Kökeni' (Metis Yayınları, 2011) adlı kitabında bütünleştirerek yayımladı.

Hilmi Yavuz'dan: Wittgenstein ve Saffet Murat Tura

Bu önesürüş, Wittgenstein'ın Tractatus 4.11'e dayandırılmaktadır: 'Doğru tümcelerin toplamı, toplam doğabilimi (ya da, doğabilimlerinin toplamı)dır'. Tura, burada yeni bir şey söylemiyor: Max Black (Companion to Wittgenstein's Tractatus, XXXI) bilimle olumsal doğruların (olgusal önermelerin) özdeşleştirilmesinin 'bilimle sağduyu arasındaki ayrımı ortadan kaldırdığını', dolayısıyla 'kabul edilemez' olduğunu ve bu görüşün, Tractatus'un daha sonraki önermelerinin biriyle, 6.341 uzlaşmadığını bildirir. Max Black'a göre, 'bilimsel teoriler, Wittgenstein'in resim teorisinin basitliklerinin çok uzağındadırlar.'

Peki, Wittgenstein bunun farkında değil midir? Hiç şüphesiz, farkındadır ve 4.11'in bilimsel önermelerle olgusal (empirik) önermeleri özdeşleştirmek gibi bir niyeti yoktur. Wittgenstein burada felsefe ile kabaca 'neyin söylenebilir olduğu' arasına bir ayırdedici sınır çizmek istemektedir. Tura, Tractatus'un daha sonraki önermelerine, mesela 6.53'e bakarsa, Wittgenstein'in bilimi 'söylenebilir olan'a indirgediğini görecektir.

Bu bölümdeki bir başka mesele de, Tura'nın 'Bilimin mantığı ile günlük dilin mantığı' arasında kurduğu özdeşliktir: 'Bilimin mantığı başka, günlük dilin mantığı başka değildir.' Sevgili Saffet'in nasıl olup da bu kadar kesin konuştuğunu anlamak mümkün değil. Zira, bu mesele, çok eski bir tartışmanın konusudur: Fizik bilimi, Dünya'yı (Doğa'yı), bütünüyle ve eksiksiz betimleyebilir mi? Veya şöyle: Fizik biliminin 'sandalye' dediği şeyle, gündelik hayatın dilinde 'sandalye' denilen şey, bir ve aynı şey midir?'

Sir Arthur Eddington ile Susan Stebbing arasında bu konuda ortaya çıkan görüş ayrılığı, Tura'nın kesinlemesinin aksine, problematik bir meseledir. Yani, ortada, Tura'nın zannettiği gibi kesin bir sonuç yoktur. Sir Arthur, daha 1928'de yayımladığı 'The Nature of Physical World'de, fiziksel evrenle (Doğa), Fizik'in evreni (Bilim) arasında hiçbir fark olmadığını' öne sürer; Susan Stebbing ise Philosophy and the Physicist'de, Eddington'a itiraz eder.

Burada Sir Arthur ile Stebbing arasındaki tartışmanın ayrıntılarına girmeye gerek yok. Bu konuyla ilgilenenler, benim 'Özel Hayattan Küreselleşmeye' (Boyut Yayınları) adlı kitabımdaki 'Bilim ve Dünya 1' ve 'Bilim ve Dünya 2' başlıklı yazıma bakabilirler. Orada Wittgenstein'in, bir ara çözüm olarak neyi önerdiğini de!

Not: Sevgili okurlarım, sizden bir müddet için izin istiyorum. Tatil yapacak ve biraz da kendim için çalışacağım. Eylül başlarında tekrar görüşmek üzere, hep söylediğim gibi, Yunus'un deyişiyle, 'sağlık, safalık ile' kalınız [H.Y].

29.06.2011 Zaman

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.