- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler

- İstanbul23°C▼
- Ankara23°C
- İzmir30°C
- Konya24°C
- Sakarya25°C
- Şanlıurfa34°C
- Trabzon22°C
- Gaziantep31°C
HÜSEYİN ÖZTÜRK: BİR ANKARA MÜNEVVERİNİ UĞURLADIK
Elbet sadece Ankara münevveri değildi.

14 Ağustos 2024 Çarşamba 11:02
Bütün bir Türk Cumhuriyetlerinin ak saçlısıydı. Onun konuşmadığı ve yazmadığı bir Türk Cumhuriyetler edebiyatı, şiiri, romanı, hikâyesi yoktu.
“Ömrüm Ankara” ismini verdiği kitabıyla, sadece Ankara’nın değil, esasında bütün bir ülkemizin görülmeyen-bilinmeyen siyasal ve kültürel tarihini bilen bir münevverdi.
Mehmet Doğan’ın Ankara’sını okumadan, Ankara’yı anlamak ve bilmek mümkün değildir. Kimsenin bakmadığı zaviyeden bakmıştır ve “bilinmese de olur” denilen nice ciddi mevzular, Ankara’nın can damarını oluşturmaktadır.
Şöyle bir örnek verelim. Önceki gün, Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın katılımıyla ebediyet âlemine uğurladığımız D. Mehmet Doğan ağabey Ankara’yı, Hacı Bayram Camii ile Taceddin Dergâhı ve Mehmet Akif’in zaviyesinden bakarak anlatır.
Gerçek Ankara bu zaviyeden bakılırsa; Roma, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet Ankara’sı hakiki kimliğiyle ortaya çıkar.
Bu arada İslam Düşünce Enstitüsü Başkanı Mehmet Görmez hocamız, cenaze namazını ikame ettikten sonra Mehmet ağabeyin adının başındaki “D” ilavesine harika bir sıfat verdi ve kendisini tanıdığı günden beri “D” ilavesini, “Derviş” olarak kabul ettiğini söyledi.
Evet, Mehmet ağabey, Hacı Bayram Hz.lerinin dervişi, Mehmet Akif Ersoy’un da İstiklal kahramanıydı ve hiçbir çılgın onun düşüncesine, fikrine zincir vuramadı, vurdurmadı da.
•
Hayatı boyunca kendisine şiar edindiği ve karakteri haline getirdiği ifade, yine İstiklal ve İslam Şairimiz Mehmet Akif’e aitti.
“Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek” vasiyetini; yerine, zamanına, muhatabına, bulunduğu her ortama göre anlaşılır ve kabul ettirilir şekilde söylemeyi bildi.
“İnanmış insanın inandığını söylemesinde pişmanlık/hayıflanmak olmaz. Bu hal, karakter zaafına sebep olur, karakter zaaflı kimseler bir süre sonra güdülürler” derdi.
Cenaze namazını ikame eden Mehmet Görmez hocamız, Mehmet ağabeyin bu tespitini:
“Şu anda musallada Hakk’a uğurladığımız Mehmet Doğan kardeşimizin; dinimiz ve dilimiz adına bir ve beraberlik noktasında verdiği mücadeleyi çok iyi bilmekteyiz.
Özellikle dilimizi dil olarak kullanmayı gençliğe öğretme mücadelesini veren, hele hele o ‘Büyük Türkçe Sözlüğüyle’ dilimizi gençliğe öğreten ve miras bırakan bir kardeşimizdi” diye pekiştirdi.
•
Evet, Türkçe Müslüman bir dildir. Dilini kaybedenin dinini kaybetmesi kadar doğal bir şey yoktur. Bu vakıayı bugün hepimiz her yerde görmekteyiz ve umarız ki önlemler alınır.
Mehmet ağabeyin Taceddin Dergâhına defni; Hacı Bayram’ın dervişi, Akif’in arkadaşı olarak hem uhrevi hem dünyevi bir müjde niteliğinde olmuştur.
Ezcümle:
Yazıyı, Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın sözleriyle tamamlayalım:
“Rabbim cennetinde bizleri bir ve beraber kılsın. Bütün ailesine sabırlar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Mehmet hocamız söyleneceklerin en güzelini söyledi.
İnşallah başta çok çok sevdiği, onu sevmeyi bize de öğrettiği Mehmet Akif Ersoy ile haşru cem eylesin. Ruhu için el-Fatiha”.
Kaynak: https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/huseyin-ozturk/bir-ankara-munevverini-ugurladik-46223.html
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.