26 Eylül 2025
  • İstanbul23°C
  • Ankara23°C
  • İzmir30°C
  • Konya24°C
  • Sakarya25°C
  • Şanlıurfa34°C
  • Trabzon22°C
  • Gaziantep31°C

HÜSEYİN ÖZTÜRK: İRFAN EHLİ BİR BİLGEYDİ

Ölümün ahireti hatırlattığı bir hakikat. Yalnız vefat edenin de nasıl bir ahiret için yaşadığı, yazdığı, konuştuğu daha önemlidir.

Hüseyin Öztürk: İrfan ehli bir bilgeydi

13 Ağustos 2024 Salı 11:02

İki gündür D. Mehmet Doğan ağabey ile ilgili aklıselim sahibi, amentü sahibi, vicdan ve irfan sahibi, ahlak ve erdem sahibi bütün insanlar hep çok güzel yazdılar ve andılar.

Ölümü güzelleştirmek böyle bir şey olsa gerek. Elbet ölümü güzel kabul etmek zordur ama eğer ölen güzelse, ölüm bile güzelleşmektedir.

Mehmet Doğan ağabeyi tanıyan-bilen-okuyan-duyan-dinleyen herkesin şahitliğinin bir ve beraber olması, herkese nasip olabilecek bir durum değildir.

İrfan ehli bilgeliği ile kimi zaman Hz. Ömer, kimi vakit Hz. Ebubekir, kimi zaman Hz. Ali, kimi zaman Hz. Mevlana, kimi zaman Hz. Yunus’tan beslenmeyi ve idrak etmeyi çok iyi bilirdi.

Bu tespitler, merhum Mustafa Karahasanoğlu ağabeyin, Mehmet ağabey için söyledikleriydi. İrfan ehli bir bilgeydi.

Fikirde-düşüncede-eylemde-ahlakta, Merhum Nurettin Topçu’nun yaşayan-yazan ve konuşan haliydi. Nurettin Topçu okulunun nadir mezunlarındandı.

Dün de ifade etmeye çalıştım. 46 yıllık yolculuğumuzda yurtiçi ve dışında birlikte olduğumuz zamanlar adım adım takip etmiş ve çok şey öğrenmişimdir.

Özellikle kalabalıklar içinde yokmuş gibi duruşu, söz sırası kendisine geldiğinde bütün salonu etkisi altına alması, kürsüden indikten sonra da birden yokmuş hale bürünmesi, münevverliğinin ve irfan ehli olmasının bir gereği idi.

Dilimizin yılmaz bekçilerinden ve sahiplerindendi. Türkçenin en büyük sözlüğü ona aittir. Mehmet Akif Ersoy ve İstiklal Marşının varlığının ve sahiplenilmesinin büyük mücahitlerindendi.

Düşünce ve fikir dünyamızın amentü merkezli mimarlarındandı. Dilimize-dinimize-inancımıza saldıran herkese yerli-yerince cevap vererek susturan bir birikime ve ilme sahipti.

Bütün bunların yanı sıra mükemmel bir aile babasıydı. Ailenin, devletin temelini oluşturan en büyük güç olduğunu, aile savrulursa temelin yıkılacağını anlatırdı.

Elbet pek çok hatıramız ve yaşadıklarımız var ama kadirşinaslığına dair dostluğunu ve ağabeyliğini izah bakımından hastaneye yatmadan önceki küçük bir anıyı paylaşıvereyim.

Burdur’a gittiğimizde mevsim kıştı ve hava soğuktu. Yanıma kalpağımı almış ve giymiştim. Yalnız zatımdan başka da herhangi bir şey giyen yoktu ve halim dikkat çekiyordu, çıkarmayı da kendime ve kalpağa haksızlık sayıyordum.

“Mehmet Akif Ersoy 150 Yaşında” programının açılışında tek kalpaklı kişiydim. Açılıştan sonraki programda ise iki kalpaklı olmuştuk ve ikincisi Mehmet Doğan’dı.

Kendisine; “Ağabey çok güzel olmuş, güle güle giy” dediğimde şunu söylemişti:

“Baktım sabahtan beri bir tek sende kalpak var. Ben de ‘Mevsim kış ne olur ne olmaz’ diye kalpağımı almıştım. Hemşerim yalnız kalmasın, onun yanında olayım diye giydim” dedi.

Mustafa Karahasanoğlu, Nurettin Topçu ve Mehmet ağabeyin ruhu için el-Fatiha.

 
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.