18 Nisan 2024
  • İstanbul19°C
  • Ankara24°C

İBRAHİM BAZ: HER MEDENİYET ŞIRNAK’TA BİR İZ BIRAKMIŞ

Akademisyen, yazar Doç. Dr. İbrahim Baz, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından gerçekleştirilen “Şehir Okumaları” programında Mehmet Önder Karakaş’ın sorularını cevapladı.

İbrahim Baz: Her medeniyet Şırnak’ta bir iz bırakmış

02 Kasım 2020 Pazartesi 10:44

Konya, Malazgirt, Edirne, Bursa, İstanbul, Ankara, Erzurum, Kayseri, Şanlıurfa, Tokat, Van, Malatya, Kıbrıs, Yozgat, Muğla ve Adapazarı, Üsküp, Mardin ve Diyarbakır’ın ardından yirmi birincisi düzenlenen şehir okumalarının konuğu olan Baz, Şırnak’ın tarihi, coğrafyası, kültürü, şehir ve kent kavramları konularında Mehmet Önder Karakaş’ın sorularını yanıtladı.

28.10.2020 tarihinde Türkiye Yazarlar Birliği'nin instagram hesabından canlı olarak yayınlanan söyleşiye katılan Baz, şehirlerin medeniyetlerin sütunları, insanlarınsa şehirlerin sütunları olduğunu ifade etti.

Şırnak adının Aramice ve İbranice bir kelime kökenin gelmiş olabileceğini aktaran Baz, şehrin adının “Şehr-i Nuh” adından geldiğinin de rivayet edildiğini söyledi. Şırnak sınırlarında yer alan Cudi Dağı’nın Ararat Dağları’ndan biri olduğunu ve kutsal kitaplara göre Hz. Nuh’un gemisinin Ararat Dağları’ndan birine indiğinin kabul edildiğini belirtti. Aynı zamanda binlerce yıl evvel Hz. Nuh tarafından kurulduğu kabul edilen bir mabed bulunduğunu da sözlerine ekleyen Baz, bu tarihsel zemin üzerinde Şırnak adının “Şehr-i Nuh” adından geldiğinin rivayet edildiğini aktardı.

Şehrin Mezopotamya’da yer aldığını ve tarih boyunca coğrafi olarak eksen bölge özelliği gösterdiğini ifade eden Baz, şehrin coğrafi olarak kilit rolünde olduğunu belirtti. Türkiye Asya ile Avrupa arasında kesişim bölgesi olduğu gibi Şırnak da doğu ile batı arasında bir kesişim bölgesidir diyen Baz, 1874’te kaza olan Şırnak’ın 1990 yılında kent yapıldığını, mahalli bir başkent olan Cizre’nin asıl kültür ve yerleşim merkezi olduğunu sözlerine ekledi. Şehirlerin nehirleri sevdiğinden söz eden Baz, Cizre’nin Dicle Nehri kenarında konumlandığını ve doğu, batı, kuzey, güney toplumları arasında el değiştirmiş olduğunu söyledi.

 “İslam medeniyeti insanî bir medeniyettir” diyen Baz, şehrin zenginlik açısından İstanbul’a benzediğini ifade etti ve terör hadiselerinden evvel şehirde farklı inanç ve etnik kökenden pek çok insanın bir arada yaşadığını sözlerine ekledi. Medeniyetlerin şehre çoğulcu bir kültür bıraktığının altını çizen yazar, terör dönemine kadar çok ciddi bir çoğulcu kültür tecrübesinin söz konusu olduğunu belirtti.

Şehrin ev sahipliği yaptığı medeniyetlerden tevarüs ettiği soyut ve somut kültürel miraslardan da bahseden Baz, şehrin Cudi Dağı’nın zirvesinde Hz. Nuh mabedinde 1700 yıllık bir festivale de ev sahipliği yaptığını belirtti.

Cizre’nin Türkiye’nin en sıcak bölgelerinden biri olduğunu sözlerine ekleyen Baz, iklim özellikleriyle de alakalı olarak şehrin mimarisinin ve şehirleşme seyrinin Arap kültürüne yakın olduğunu belirtti. İslam şehirlerinin bir cami etrafında kurulduğunu söyleyen Baz, Şırnak’ın bunun dışında kalarak ağalık ve aşiret kültürü etkisiyle cami merkezli olarak değil, ağa konağı merkezli olarak kurulduğunu belirtti.

Eskiden insanların özne, şimdi ise nesne olduğunu belirten Baz, “baktığımız şeyler bizleri inşa eder, kentlere bakıyor olmak ise bizi imha ediyor.” dedi. Hacı Bektaş-i Veli Hazretlerinin “Nâgehâol şâra vardım ol şârı yapılır gördüm/ Ben dahî bile yapıldım taş ü toprak âresinde” beyitinde hem şehir hem de insan manasını kastettiğini ifade eden Baz, şehri insansız, insanı ise şehirsiz düşünmenin mümkün olmayacağını belirtti.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.