- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
İBRAHİM KİRAS: İTİNAYLA SAHTE TARİH YAZILIR
Geçen haftaki “Cumartesi Yazısı”nda iki tür tarih yazımından söz etmiştik: “Biri, belirli bir alanda veya belirli bir konuda elde mevcut bulunan bilgilere/belgelere bakarak bunlardan bir sonuç çıkarmak.
10 Kasım 2018 Cumartesi 09:58
İkincisi, belirli bir konuda belirli bir tezi doğrulayacak bilgi/belge arayıp bunları ortaya koymak.”
Özellikle Sultan Abdülhamid’e ve Atatürk’e ilişkin yayınları bu bağlamda değerlendirmeye çalışmıştık. Bu arada “Sultan Hamid’in hatıratında Atatürk”konusunun daha çok “Atatürk’ün büyüklüğünü Atatürk karşıtlarının sembol ismine bile onaylatan bu ürün…” mesajıyla müşteri çekme girişiminden ibaret gibi göründüğünü söyleyip Abdülhamid’e izafe edilen “sahte” hatırat meselesine haftaya değinme sözü vermiştik.
Hemen konuya girecek olursak, Sultan Hamid’in kendi kaleme aldığı bir hatıratın mevcut olmadığı konusunda tarihçiler uzun zamandır hemfikir. Bu konuda detaya girmeye fazla gerek yok. Detayları merak edenlere meseleyi bütün yönleriyle ele alıp sonuca ulaştırmış iki makaleyi önerebilirim. Bunlardan ilki Ali Birinci’nin 2005’de “Divan” dergisinde çıkan “Sultan Abdülhamid’in Hâtıra Defteri Meselesi”başlıklı makalesi. Diğeri ise Y. Hakan Erdem’in 2008’de yayımladığı “Tarih-lenk”isimli eserinde yer alan “Hatırladıkça hatırlayası gelen Abdülhamid” başlıklı metin. Sözde hatıratın içerik eleştirisini de yapan bu ikincisi ayrıca üslubu ve ironisi itibarıyla “metin keyfi” adına da okunabilir.
Özetleyecek olursak… İlk olarak Süleyman Nazif’in kaleminden çıktığı anlaşılan bir metin var. Daha sonra İsmet Bozdağ değme edebi eserlere taş çıkartan “hakanın defterinin bulunuş öyküsü” başta olmak üzere birtakım “yeni ilavelerle”bu metni iki üç katına çıkartıyor. Hatta sonraki baskılarda Abdülhamid’in el yazısıyla kaleme alınmış sayfaların fotoğrafı da “bulunup” koyuluyor kitaba. (Bu elyazılı “orijinal” sayfaları kaligrafiyle uğraşan emekli bir subayın ücreti mukabilinde imal ettiği söyleniyor.)
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.