- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
05 Kasım 2025- İstanbul15°C▼
- Ankara18°C
- İzmir19°C
- Konya16°C
- Sakarya18°C
- Şanlıurfa23°C
- Trabzon16°C
- Gaziantep21°C
İBRAHİM TENEKECİ'DEN: TÜRKÇE'NİN SÖZÜNDEN ÇIKMAMAK
Dilimiz, yürüyüş ve mücadele esnasında şekillenmiş. Bu yüzden olsa gerek, hareketlidir, çok katlıdır. Sözgelimi, alışmak kelimesinin bir anlamı da tutuşmaktır. Düzlüğe 'yazı' demişiz.

Dilimiz, yürüyüş ve mücadele esnasında şekillenmiş. Bu yüzden olsa gerek, hareketlidir, çok katlıdır. Sözgelimi, alışmak kelimesinin bir anlamı da tutuşmaktır. Düzlüğe 'yazı' demişiz.
Türklük gibi, Türkçe'nin de birleştirici özelliği var. 'Huda' kelimesi Farsça, 'Nabit' kelimesi Arapça. Bu ikisinin birleşmesinden meydana gelen 'Hudayinabit' ise Türkçe. Kendiliğinden biten, ekilmiş olmayan demek. Bir de 'alaza' var. 'Dökülen tohumlardan çıkan bitki.' Yol kenarlarında 'biten' ekinleri hatırlayın. Dokunaklı bir görüntüdür, ayrı düşmeyi anlatır.
Bin beş yüz rakımlı bir dağ köyünde, yetmiş beş yaşındaki bir dedeyi dinlerken, bunlara benzer şeyler düşünüyorum. Bir delikanlıyı anlatıyor. Sıkıntılı işlere girişmiş. Sonuç: Canına kıymış. 'Gençliğini taşıyamadı' diyor. İşte dilimizin güzelliği.
Söz, köylerin kimsesiz kalmasına geliyor. Sadece meyve ağaçları değil, evler de kuruyor. Şunu söylüyor: 'İnsan, evin ruhudur. Ruh bedenden çekilince ne oluyorsa, evlere ve köylere de o oluyor.'
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/Ibrahim_Tenekeci/turkcenin-sozunden-cikmamak/40307
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.