İHSAN KABİL'DEN: FECR FİLM FESTİVALİ’NDEN

Asya Sineması kısmında, İran’ın devrim öncesinden gelen büyük yönetmenlerinden Daryuş Mehrjui’nin, bir fotoğrafçının temizlik işçiliği mesleğine geçmesi üzerinden çevre kirlenmesi sorununu işlediği Turuncu Takım’ı en iyi film seçilerek Kristal Simurg ödülünü kazandı. En İyi Yönetmen ödülü, gerçek bir olaydan hareketle, Japonya’da bir cinayet iddiasıyla kırk yıldan fazla hapis yatan bir boksörün hayatına değinen Hakamada Davası ile Banmei Takahashi’ye gitti. En İyi Senaryo ödülünü Güney Kore’den, geçmişte kalan bir aşk hikayesine yaşlanmış bir şekilde geri dönüşü işleyen Jang Jin’in yazıp yönettiği Aşıkların Gökyüzü kazandı. Teknik veya Sanatsal Başarı Onur Diploması’nın sahipleri, küçük bir çocuğun kaçak bir cinayet zanlısıyla karşılaşmasını işleyen Çinli yönetmen Xiaoshuai Wang’ın 11 Çiçek filminin kameramanları, Jonsong Dong ve Dong Jinsong oldu.

***

Müslüman yönetmenlerin eserlerinin yarıştığı Kurtuluş Sineması bölümünde, Fransa’dan Fas asıllı İsmail Ferruhi’nin, Alman işgali altındaki Paris’te Almanlarla işbirliği yapan bir Cezayirli’nin direnişçilere katılma sürecini anlatan Özgür İnsanlar, en iyi film ve en iyi yönetmen Kristal Simurg’larını kazandı. En İyi Senaryo ödülünü Lübnan’dan, oğlu İsrail tarafından öldürülen bir adamın direnişi desteklemesini dile getiren AbdülKuddüs el-Amine’nin senaryosunu yazdığı, Mesud Atyabi’nin yönettiği Şahdamarı aldı. Teknik veya Sanatsal Başarı Onur Diploması’nı ise, çocukları sakat olan bir çiftin ulu bir zatın türbesini ziyaretlerindeki gerilimleri işleyen, İranlı Resul Sadr-Ameli’nin Bir Mucize Beklerken filminin görüntü yönetmeni Murtaza Hidayeti aldı.

İnançlararası Sinema bölümünde En İyi Film ödülünü yine Mehrjui’nin Turuncu Takım’ı kazandı. Mustafa Akad adına verilen Altın Sancak ödülü ise, Mus’ab bin Umeyr’in hayatını perdeye getiren ancak zayıf bir çalışma olan, İranlı yönetmen Mehdi Sabbahzade’nin Cennet Yolu’na verildi. İslami Uyanış Özel Ödülünü, Şahdamarı ile Mısır’dan birçok yönetmen, senarist ve kameramanın çektiği, Tahrir etrafındaki olayları anlatan on kısa filmin yer aldığı 18 Gün kazandı.

Davetli olduğum İnsanlar, Uyanış ve Sinema Konferansı’nda, geçen yıl özellikle İslam ülkelerinde başgösteren toplumsal hareket ve değişimler çerçevesinde, bu hareketlerin mahiyeti ve bunlarla sinemanın ilişkisi üzerinde duruldu. Bunların toplumsal niteliği üzerinde durulduktan sonra ben de, İslam dünyasında sinema sektörlerini bir şekilde kurmuş ülkelerin Mısır, Türkiye, İran ve Endonezya olduğunu, bunların başını çektiği düzenlenecek film festivali, market, panel ve forumlarla işbirliğine gidilmesini ve Avrupa Birliği sinema destek fonu Eurimages benzeri bir yapılanmayla, belli etik ve estetik ilkeler çerçevesinde ortak yapımların önünün açılması gerektiğini vurguladım. Bu yönde küçük de olsa entelektüel anlamda bir adımın atılması konferansın çıkarımları bakımından önemli bir gelişme oldu.

Film Markette seyrettiğim yirmibeş civarında son çekilen İran sineması örneklerinden yarısından çoğu başarılı bir performans sergiliyordu. Ayrıca geçen yıl düzenlediğimiz Bilinmeyen Sinemalar Film Festivali’nden sonra bu yıl yapmayı düşündüğümüz ve D8 ve ECO (Ekonomik İşbirliği Teşkilatı) ülkelerinden mürekkep yeni bir festival için, merkezi Tahran’da bulunan ECO yöneticileriyle oldukça verimli görüşmeler gerçekleştirdik.

10.02.2012 Star