03 Kasım 2025
  • İstanbul19°C
  • Ankara17°C
  • İzmir23°C
  • Konya18°C
  • Sakarya19°C
  • Şanlıurfa26°C
  • Trabzon17°C
  • Gaziantep25°C

İHTİYAR GENÇLER

Mustafa Zahid Ergün yazdı: "İhtiyarlar ceplerinde tecrübe taşırlar, hatıra ve ölüm taşırlar."

İhtiyar Gençler

10 Mart 2015 Salı 14:28

Beyinden gizli sigara içen babaanneler hep sempatik gelmiştir bana. Beyinin yanında içenler ise, beylerinin yokluğundan kaynaklanan boşluğu dolduracak kadar erkeksidirler. (Başka zaman ataerkillik konusuna değiniriz. Dünya erkeklerin erki üzerine kurulmuş. Eşyanın tabiatı bu…) Ama bu kocalarını aratmayan kocakarılar, aileyi hatta sülaleyi ayakta tutarlar. Kusurumuza bakmasınlar, ama bazı ihtiyarlar gibi hastalıklardan dem vurmazlar sürekli. Evlerinde poşet poşet ilaç olmaz. Öyle diyoruz, ama bir dinleseniz o hasta ihtiyarları. Şikâyeti, inlemeleri ileri götürenleri vardır bir de. Kendi aralarında hep hastalıkları konuşurlar. Bütün konular, bütün yollar hastalıklar ve tedavi usullerine çıkar. İhtiyarların dilinde ‘hastayım, öyleyse varım’ hâlini alır malum söz. Kendi varoluşunu, cemiyette kabul görmeyi; bu ‘her daim hasta olabilme hâli’ne borçludurlar. Anne- babalar da böyledir. Çocuklarının ‘nasılsın’ diye sormaları için hasta olan anne- babalar var. Bu kadar eczanelerin, ilaç müptelası insanların olmasının temel sebebi gıda terörüdür ya, ona da başka zaman değiniriz.

Zihin ve ruh haritaları biraz bu şekilde olan ihtiyarların, dedelerin cepleri ne hâldedir peki? Dedelerin ceplerini karıştırsak ne çıkar. Bir şey çıkmaz, o hâlde karıştıralım. Bir çakı, bir tesbih, bir mendil, misvak, köstekli saat, bozuk para cüzdanı, bellerinde kancalı bir anahtarlık, giymeden edemedikleri ceketlerinde tabaka ve kibritleri… Korseleri, bastonları ve ilaçları da unutmuyoruz tabiî. Bir de; ceketinin içine yelek giymiş, saati köstekli, kol düğmesi kullanan nesli tükenmiş beyefendilerden bahseder Cihan Aktaş, Sınıra Yakın romanında. Sadece bunlar mı? Dahası var. Bir gün bir namazda secdeden kalkan ihtiyarın cebinden düşen bir şey fark ettim. Farklı bir şey olduğu belliydi. Son secdede bir şey daha düştü. O da ‘secdede gömlek cebinden düşenler’ kategorisine giremezdi kanımca. Namaz bitince baktım. İlk düşen bir hesap makinesiydi, ikincisi ise kılıfı. Amca muhasebeci değil, bildiğim kadarıyla bakkal da değil. Ama niye olur ki bir ihtiyarın cebinde hesap makinesi? Şaşırtıcı…

Gençlerin cebine bir el atacak olursak çıkacak şeyler üç aşağı beş yukarı şöyledir: Cep telefonu (iki üç tane olması da muhtemel), taşınabilir disk, yakalarında güneş gözlüğü, kiminin çorabında sigara paketi ve çakmak, açık bağırlarında ne idüğü belirsiz bir kolye…

İhtiyarların ceplerindeki eşyalar belki askerlikten, belki düğünden kalmadır. Ya da babasından, dedesinden mirastır. Gençlerin cebindeki eşyalar ise yılını doldurabiliyor mu acaba? Buna en pahalı cep telefonlarının yanında baba yadigârı bir Serkisof saat de dâhildir. Esefle soruyorum: Günümüzde Serkisof saati hakkıyla taşıyabilecek kaç genç var?!

Devamı için: http://kulturgundemi.com/edebiyat/ihtiyar-gencler-haber-10544

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.