İMAM HATİP NESLİ, SADECE GEÇMİŞİN MİRASÇISI DEĞİL, GELECEĞİN KURUCUSUDUR.

İmam Hatip nesli, sadece geçmişin mirasçısı değil, geleceğin kurucusudur.

ÖNDER Genel Başkanı Abdullah Ceylan İmam hatip okullarımızın, imam hatipli gençlerimizin toplumdaki yükselişi ve başarıları bazı çevrelerde rekabet duygusunu artırıyor ve zaman zaman o tarihin çöplüğünde kalan zihniyet gençlerimizin başarılarına gölge düşürmeye çalışarak kendini gösteriyor, diye konuştu.

RÖPORTAJ: FATMA GÜLŞEN KOÇAK

ÖNDER Genel Başkanı Abdullah Ceylan ile İman Hatip okullarının dününü bugününü ve yarınını konuştuk.

Ülkemizde bazı kesimler her fırsatta imam hatiplere saldırıyor. Sizce imam hatiplere neden karşı çıkıyorlar? Bu karşıtlığın ideolojik, tarihsel veya güncel sebepleri nelerdir?

İmam hatip okullarına yönelik eleştirilerin arkasında tarihsel, ideolojik ve kültürel kodlar yatıyor. Cumhuriyetin ilk dönemlerinden itibaren din-devlet ilişkileri hep tartışmalıydı. İmam hatip okulları ise dini değerlerimize yaslanan bir eğitim modelini temsil ettiği için, bu değerlerle barışık olmayan bazı çevrelerin hedefinde oldu. İdeolojik olarak laikliği, sadece dinin kamusal alandan tamamen dışlanması olarak yorumlayan kesimler, bu okulları kendi dünya görüşlerine tehdit olarak gördü ve bu okullardaki eğitimle gençlerin yetişmesinden rahatsız oldu. Çünkü o karşı çıkan kesim için buradan çıkacak öğrenciler dinini bilen, milli değerlerine bağlı ve ülkesi, ümmeti için çalışan gençler olacaktı. Onların hayalindeki Türkiye’yle uyuşmuyordu. Güçlenmeyi değil başka birilerinden güç almayı ve bağlı kalmayı uman bir zihniyetti. Güncel olarak da imam hatip okullarımızın, imam hatipli gençlerimizin toplumdaki yükselişi ve başarıları bazı çevrelerde rekabet duygusunu artırıyor ve zaman zaman o tarihin çöplüğünde kalan zihniyet gençlerimizin başarılarına gölge düşürmeye çalışarak kendini gösteriyor.

 DAHA İYİ İŞLER YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Türkiye’de zaman zaman gündeme gelen “imam hatip düşmanlığının” kaynağı nedir? Sadece siyasi rekabet mi, yoksa kültürel bir çatışma mı söz konusu?

Bu mesele tabi ki sadece siyasi bir rekabet meselesi değil, aynı zamanda bir kültürel çatışmadır. Türkiye uzun yıllar boyunca modernleşme süreçlerinde dini değerlerle arasına mesafe koyan bir elit kesim tarafından şekillendirildi. İmam hatipler ise bu çizginin dışında, halkın değerleriyle barışık bir eğitim modeli sunduğu için, bu kesim tarafından bir tür alternatif kamusal alan olarak görüldü. Bu çatışma okullara değil aynı zamanda bu okullardan mezun olan bireylerin kamusal alandaki varlığına karşı da bir rahatsızlık doğurdu. Açıkçası biz de uzun zaman Müslüman bir ülkede iyi ahlaklı, iyi huylu ve donanımlı bir eğitime sahip insanlar yetişsin diye uğraşan imam hatip okullarımıza karşı yapılan düşmanlığı sorguladık, şaşırdık. Ama bu dar kafa yapısının kendine belirlediği kalıplardan çıkamıyor olduğunu gördükçe önümüze bakmaya, daha iyi işler yapmaya devam ettik.

AYNI HEYECAN VE İNANMIŞLIKLA

İmam hatiplerle ilgili üretilen algı operasyonları hakkında neler söylemek istersiniz? Bu algılar nasıl üretiliyor ve gençlerimizi nasıl etkiliyor?

İmam hatiplerle ilgili algı operasyonları genellikle medya üzerinden, manipüle edilmiş veriler veya istisnai olumsuz örneklerin genellenmesi yoluyla yürütülüyor. Ben bu algıları üretenlere, karalama kampanyalarıyla gençlerimizin önünü kesmeye çalışanlara da şunu söylüyorum; imam hatipler, MEB müfredatını uygulayan, bakanlığın öğretmen ve idarecilerini atadığı okullar. Burada yetişen öğrenciler de bu ülkenin gençleri. Yarınlarımız olan bizi geleceğe taşıyan gençlerimizdir. Bütün okullardaki öğrencilerimiz bu milletin evlatları. Elbette ki yürütülen bu algı operasyonları, kendine ve ülkesine dair bir gelecek hayali kuran bir genci az da olsa etkileyebilir, motivasyonunu düşürebilir. Ancak bizler öğrencilerimizle birebir temas ettiğimizde görüyoruz ki ortaya atılan yalanlara, iftiralara karşı bilinçleriyle, birikimleriyle, gelişimleriyle ve başarılarıyla cevap veriyorlar. Allah’ın izniyle de bu heyecanla ve inanmışlıkla yollarına devam edecekler.

GÜZEL İZLER BIRAKACAK BİR NESİL

İmam hatiplerin gelecek vizyonunu siz nasıl tanımlıyorsunuz?

İmam hatiplerimizin gelecek vizyonu hem dini ilimlerde derinleşmiş hem de bilim, teknoloji, sanat ve kültür alanlarında donanımlı bireyler yetiştirmek üzerine kuruludur. Biz, sadece iyi bir hafıza değil; iyi bir akıl, şahsiyeti güçlü ve topluma yön verecek, söz sahibi olacak gençler yetişsin istiyoruz. Bu vizyonla geçmişten aldığı güçle geleceği birleştiren; dünü bilen, bugünü okuyan ve yarını inşa eden gençlerin yetişmesini hedefliyoruz. Eğitimini aldığı her alanda işini en iyi yapan, vicdanlı ve ahlaklı, vatana, millete, ümmete hayırlı bir evlat olacak, Türkiye Yüzyıl’ına çalışmalarıyla imza atacak ve güzel izler bırakacak bir nesil olarak tanımlayabiliriz. 

ÖNEMLİ BAŞARILAR

 Bugüne kadar imam hatip okullarının elde ettiği ulusal ve uluslararası başarılar nelerdir? Bu başarıların daha geniş kitlelere duyurulması için neler yapılmalı?

İmam hatip okulları hem ulusal düzeyde hem de uluslararası platformlarda son derece önemli başarılar elde etti. Uluslararası yarışmalardan TÜBİTAK projelerine, spor müsabakalarından sosyal sorumluluk alanındaki projelere kadar birçok alanda imam hatip öğrencilerimiz Türkiye’yi başarıyla temsil ediyor. Örneğin, uluslararası hafızlık yarışmalarında dereceye giren öğrencilerimiz, bilim olimpiyatlarında madalya kazanan gençlerimiz ve dünya çapında sosyal girişimcilik örnekleri sunan mezunlarımız var. Çok yakın zamanda 15 Temmuz Şehitleri Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerimizden oluşan "Team Robotics" takımı, Kanada'da düzenlenen robot yarışmasında dünya şampiyonu oldu. Gençlerimiz her alanda göğsümüzü kabartmaya devam ediyor. Bu başarılar sadece imam hatip camiasını değil ülkemizi, eğitim camiamızı, toplamda ise ülkemizin geleceğini ilgilendiriyor.

ÖZGÜN BİR EĞİTİM MODELİ

İmam hatiplerin Türkiye’nin eğitim sistemi içindeki rolü gelecekte nasıl şekillenecek?

İmam hatip okulları, Türkiye’nin eğitim sistemindeki çok sesliliği ve zenginliği temsil etmektedir. Sadece din eğitimiyle sınırlı olmayan bu okullar, aynı zamanda akademik başarıyı, sosyal becerileri ve ahlaki değerleri birlikte inşa eden özgün bir eğitim modeline sahip. Gelecekte bu rol daha da derinleşecek; imam hatipler, pek çok alanda ihtiyaçlara cevap verebilecek güçlü bir potansiyele sahip. Dolayısıyla imam hatiplerin önümüzdeki yıllarda hem eğitim politikaları içinde hem de toplumun ihtiyaç duyduğu ahlaki ve entelektüel önderliği sağlayan bir model olarak daha da önem kazanacağını, olumlu anlamda şekillendireceğini düşünüyorum.

Bugün imam hatip okullarının en büyük sorunları nelerdir? Müfredat, kalite, toplumsal algı, öğrenci-veli profili açısından nasıl bir tablo görüyorsunuz?

Bugün imam hatip okullarının karşı karşıya olduğu en önemli meselelerden biri toplumsal algıdır. Maalesef hâlâ bazı çevrelerde bu okulların sadece dini eğitim verdiği, diğer alanlarda öğrenci yetiştirmediği ve yetersiz kaldığı yönünde bir önyargı var. Oysa gerçek durum bunun tam tersidir. Bir diğer önemli mesele ise özellikle teknoloji, yapay zekâ, dijital okuryazarlık gibi alanlarda daha güçlü adımlar atılmaya başlandı. Bizim iyi din görevlilerine de iyi yazılımcılara da çok ihtiyacımız var. Bir diğeri olmazsa diğerinin anlamı ve bir amacı olmaz.

BAŞARILARINA SAHİP ÇIKIYORUZ

Bu sorunlara karşı çözüm yolları olarak neler öneriyorsunuz? Sivil toplum, devlet ve eğitim camiası hangi adımları atmalı?

Bu sorunları aşmanın yolu çok boyutlu bir iş birliğinden geçiyor. İmam hatip okullarımızın fiziksel ve akademik altyapısının sürekli güncellemesi önemli. Müfredatın niteliği de oldukça önemli. Sivil toplum ise bu sürecin hem destekçisi hem de takipçisi olmalı. ÖNDER olarak biz, öğrencilere yönelik mentörlük programları, burs destekleri, bilim-sanat kampları, sosyal sorumluluk projeleri ve kariyer rehberliği gibi çalışmalarla bu sürece katkı sunuyoruz. Eğitim camiası olarak okul ayırt etmeksizin geleceğimizi teslim edeceğimiz pırıl pırıl gençlerimize elimizden gelen her türlü desteği sağlamalı, yanlarında olduğumuzu, emeklerini gördüğümüzü ve başarılarına sahip çıktığımızı göstermeliyiz.

ORTAK SORUMLULUK

İmam hatiplerin korunması ve güçlenmesi noktasında taraflara düşen görevler nelerdir?

Bizim camiamızın en önemli görevi, imam hatip okullarını bilinçli, sorumlu ve nitelikli bir anlayışla desteklemektir. Bu okullara yönlendirilen çocukların akademik ve ahlaki gelişimiyle yakından ilgilenmek, velilerin, eğitim camiasının, STK’larımızın ortak sorumluluğudur. Ayrıca, camiamızın maddi destek kadar manevi rehberliğe de önem vermesi gerekiyor. Gençlerimizin değerlerle donanmış, özgüveni yüksek ve çağın sorunlarına duyarlı bireyler olarak yetişmeleri için okullarımızla birlikte ailelere ve topluma da görev düşüyor.

İLETİŞİM STRATEJİSİ

Bu yanlış algıları düzeltmek için derneğiniz nasıl çalışmalar yürütüyor?

ÖNDER İmam Hatipliler Derneği olarak biz  bu algıların düzeltilmesi için çok yönlü bir iletişim stratejisi yürütüyoruz. Başarı hikâyelerini kamuoyuyla paylaşıyor, belgeseller, dijital kampanyalar, sosyal medya içerikleri ve yazılı, görsel yayınlar hazırlıyoruz. Ayrıca üniversite öğrencileri ve mezunlarımızla gençleri buluşturarak rol modeller oluşturmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda medyada temsil gücümüzü artırmak, imam hatiplerin nitelikli yüzünü gösterecek iş birlikleri geliştirmek için çeşitli kurumlarla ortak projeler yürütüyoruz. Bu çerçevedeki gençlik projelerimize “Türkiye’nin Önderleri”, “Hukuk Genç”, “Finans Genç”, “Mars Girişim” programlarını örnek verebiliriz. Gençlerimizle sürekli iletişim halindeyiz. Onlara kendi projelerini üretecekleri, ekiplerini kurup çalışmalar yapacakları alanlar açıyoruz.

GELECEĞE EMİN ADIMLARLA YÜRÜMEK

İmam Hatip Kurultayları’nın amacı nedir? Bu kurultaylar hangi vizyonu ortaya koymayı hedefliyor?

Kurultaylarımız, imam hatip camiasının ortak aklını buluşturduğu, geçmişten gelen kadim mirasımızla geleceğin vizyonunun harmanladığı önemli platformlardır. Bu kurultaylarda eğitim politikaları, gençliğin sorunları, sivil toplumun sorumluluğu ve imam hatiplerin misyonu gibi konuları derinlemesine tartışıyor, gelen konuklarımızın tecrübelerinden istifade ediyoruz. Türkiye'nin ve İslam coğrafyasının ihtiyaç duyduğu entelektüel, ahlaki ve liderlik potansiyeline sahip şahsiyetler yetiştirmeyi hedefleyen bir vizyona sahibiz. Kurultaylarımızı bu hedefler doğrultusunda camiamızı dinamik tutmak, bir aile ruhuyla buluşmak, sorunlarımızı beraber konuşup çözüm odaklı stratejiler üretmek, birlik duygusunu pekiştirmek ve geleceğe daha emin adımlarla ilerlemek için hayata geçiriyoruz.

AHLAK VE CESARETLE

Bu sene belirlenen şiarla hangi mesaj verilmek isteniyor?

Bu yıl için “Ahlak ve Cesaretle” şiarını belirledik. Bizim şiarlarımız bir sloganın ötesini temsil ediyor.  Dolayısıyla bu kavramları inanarak ve üzerinde durmayı vazife bilerek seçiyoruz. Bugün insanlık, teknolojik gelişmelerle ilerlerken aynı oranda derin bir ahlak krizinin içinde debeleniyor. Küresel güçlerin inşa ettiği modern putlar karşısında, kendi inanç ve değerlerine sarılan bir gençliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Biz, bu ihtiyacın cevabının imam hatip nesli olduğuna inanıyoruz. Biliyoruz ki ahlak, insanı insan yapan temel mayadır. Ahlakı olmayan bir bilgi, bir güç, insanı ilerlemeye götürmez sadece yozlaştırır. Cesaret o ahlakı ayakta tutan iradedir. Cesareti olmayan bir ahlak ise eyleme dönüşemez. Bu şiarla, bir yandan sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” hadis-i şerifini merkeze alıyor, diğer yandan da Hz. Hamza’nın cesaretiyle bugünün gençliğini buluşturmak istiyoruz. İmam Hatip nesli, sadece geçmişin mirasçısı değil, geleceğin kurucusudur. Kalemle ilim öğretecek, kelamla kalpleri diriltecek, cesaretiyle zalime “dur” diyecek bir öncüler topluluğudur.