İsmâil Haniye de şehidler kervânına katıldı, dünyâ sürgününü tamamladı gitti. Allah’tan başka kimseden korkmadan, Allah’a verdiği ahdine sâdık kalarak, İsmâil’ce…
O şimdi Hz. Peygamberin kendisine açtığı âğûşunda dünyâ yorgunluğunu atıyor. Bir an bile rahat yüzü görmediği dünyâyı geride bırakarak cennet bahçelerini seyre koyuluyor.
Bize ise ona imrenmek ve utanmak kalıyor. Korkusuzluğuna, fedâkârlığına, yiğitliğine, tevâzuuna, kahramanlığına, takvâsına imrenmek… Dünyânın her yerini işgâl etmiş bir gücün karşısında eğilmemesine, direnmesine, durduğu yeri terk etmemesine imrenmek. Ve sonunda İslâm, vatan, hürriyet uğruna canını fedâ edebilmesine imrenmek…
Utanmak… 2 milyara yakın bir Müslüman dünyânın parmak ucu kadar Gazze’yi koruyamamasından utanmak. Bir dizi film seyretme duygusuzluğu ve rahatlığı ile seyretmekten utanmak. Küfür cephesi gemileriyle, topları tüfekleriyle İsrâil’e yardıma koşarken Gazze’ye ilâç, ekmek-su bile sokamamaktan utanmak… Hattâ Filistinlilerin hakkını savunanları hapse tıkan, İsrâil ile gizli-açık işbirliği içinde sözde İslâm ülkeleri… Ezilen, sömürülen, vatanı ve ırzı pâyimâl edilen Müslümanlar… Utancın dipsiz kuyusu…
Bu orman kânununa rahmet okutan düzende hâlâ büyük bir dâvâ uğruna ölünebileceğini gösteren İsmâil Haniye… Bütün dünyâyı utandıracak bir büyüklük… Bu utanç, insanlığın kurtuluşunu başlatacak bir utançtır. Uğruna ölebileceğin bir değer yoksa yaşamana değecek bir dünyan da yok demektir. İsmâil Haniye, bu bakımdan bütün dünyâya bir ders vermiştir.
Devamı: https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ahmet-talib-celen/ismail-haniyenin-ardindan-imrenmek-ve-utanmak-arasinda-46148.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.