05 Kasım 2025
  • İstanbul15°C
  • Ankara18°C
  • İzmir19°C
  • Konya16°C
  • Sakarya18°C
  • Şanlıurfa23°C
  • Trabzon16°C
  • Gaziantep21°C

İSMAİL KILLIOĞLU'NDAN: ÖĞRENCİ EVİ YA DA ZORBALIK

“Öğrenci evleri” bağlamında başlayan tartışma, daha doğrusu itiş-kakış, bilinçaltında hazır bekleyen güdünün münasebetsiz bir şekilde ortaya fırlaması sayılabilir.

İsmail Kıllıoğlu'ndan: Öğrenci evi ya da zorbalık

ismailkillioglu

“Öğrenci evleri” bağlamında başlayan tartışma, daha doğrusu itiş-kakış, bilinçaltında hazır bekleyen güdünün münasebetsiz bir şekilde ortaya fırlaması sayılabilir. Burada “öğrenci evleri”nin fiili gerçekliği değil, bunun bilinçaltında hazır bekleyen güdünün dışa fırlamasına vesile kılınması önemlidir. Dikkat edilmesi gereken de buradadır.

Mahmut Topbaş hocanın “Evlere Baskına Karşı Olanlar İslam’ı İstiyorlar” başlıklı yazısı (Milli Gazete, 8 Kasım Cuma) dinin daha doğrusu İslami duyarlığın feraset ve nezafetle ifadesi hükmündeydi. Dolayısıyla meselenin ve tartışmaların İslam’a hamledici tarzda teşmilinin pek tutarlı olamayacağı ortadadır. Bu bağlamda, tartışmanın İslam üzerinden yürütülmeye çalışılması, hele istenmesi, İslam’ın herhangi bir güdü uğruna araçsallaştırılması (burada “istismar” nitelemesi de yapılabilir) anlamına gelebilir.
Öte yandan fiili gerçeklik boyutunda “öğrenci evleri” kemmiyet bakımından azlığına veya çokluğuna, düne göre artış ve yaygınlık gösterip göstermediğine bakılarak, birbirine karşıt görüşlere ve yorumlara kaynaklık edebilir. Ama sadece bugün itibariyle değil, dünü itibariyle de! Ancak böyle bir yaklaşım, tek başına meseleyi açıklama mahiyetinde ele alınamaz. Mutlaka onun dışında, açık ya da gizli asıl yönlendirici bir maksadın, niyetin ya da düşüncenin “muhafazakar”, dolayısıyla imaen dini çağrışım niteliğinde sunulmak istenilmesi, adıl olanı sütreleme taktiğiyle ilişkili görülmelidir. Nitekim yapılan tartışmaların bu minval üzere cereyan ettiği söylenebilir.

Görülebildiği kadarıyla, “öğrenci evleri” tanımı temelinde kurgulanmış bir “sorun” üretme ve bunun leh ya da aleyhinde tavır almaya zorlama dayatması yatmaktadır, denebilir. Leh ya da aleyhte tavır alma, sonuçta “iktidar” sorununun varlığını ve güçlenip yaygınlaşmasını sağlamada birleşmektedirler. İşte asıl sorun da burada yatmaktadır.
Asıl sorun, Türkiye’deki siyasetin ve daha önemlisi devlet kavrayışının özünü kemirmekle varlık kazanan “iktidar” güdü ve tutkusudur. İktidar güdüsü, kendi doğası içinde, insana, topluma, devlete, doğaya ve Tanrı’ya karşı gelme potansiyeline sahip en güçlü güdüdür. Enaniyet, bencillik şeklinde nitelenen insani özellik de aslında “iktidar” güdüsünden (insiyak) kaynaklanır. Daha doğrusu, ruhbilim, ahlak bağlamında bu şekilde belirlenip tasnif edilir. Şeytanın ya da İblis’in insana boyun eğme, saygı gösterme, yani secde etmesi gereğine ya da buyruğuna başkaldırısı gerekçesinin özünde “iktidar” güdüsü devinmektedir, denebilir. Nitekim ruhbilim anlamında kendi beni merkez koyma, varlığını ve benliğini melek ve insanın özünden ve varlığından üstün tutma güdüsü yatar. İşte bu üstün tutma güdüsünün temel alınmasının sonucu, Tanrı’ya da başkaldırma olarak tezahür eder.

İnsandaki bu iktidar güdüsü, hükmetme güdüsü şeklinde de nitelendirilebilir ki, bizzat insanın kendi özünü ve amacını bulandırmasın, saptırmasın, ortadan kaldırmasın, insanı kendine ve Tanrı’ya yabancılaştırmasın diye zapturapt altına aldırıcı değerlerce biçimlendirilmesi gerekmiştir. Dinin, ahlakın, hukukun emredici ve yasaklayıcı kuralları olsun, örf ve adetin, geleneğin (tradition), estetiğin, sanatın ve görgünün eğitici, biçimlendirici üslubu olsun, insandaki iktidar güdüsünü insanileştirici, insanı insan kılıcı değerleri ifade ederler. Aksi takdirde insan, şeytan ya da İblis güzergahında kimi zaman Kabil, kimi zaman Firavun ya da Nemrut, Yezit, Haccac, Neron, Hitler, Esad vb. kılığında ortaya çıkar. Hortlar.
13.11.2013 Milli Gazete
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.