09 Kasım 2025
  • İstanbul16°C
  • Ankara5°C
  • İzmir15°C
  • Konya4°C
  • Sakarya11°C
  • Şanlıurfa15°C
  • Trabzon16°C
  • Gaziantep8°C

İSMAİL KILLIOĞLU'NDAN: ŞİRKETİ HAYRİYYE'DEN İDO'YA

İDO'NUN açılımı İstanbul Deniz Otobüsleri olan firma ya da şirketin ana faaliyet alanı deniz ulaşımıdır.

İsmail Kıllıoğlu'ndan: Şirketi Hayriyye'den İDO'ya

Çünkü Müslüman tebaa, özellikle Türkler, askerlik ve idare işlerinde istihdam edilegeldikleri için, ticaret ve esnaf faaliyetlerinden uzaklaşmışlardı. Bu alanları gayrimüslim tebaadan Rumlar, Ermeniler ve Museviler işgal etmişler, dolayısıyla devletin ve toplumun iktisadi faaliyeti, ister istemez birtakım dengesizliklere yol açmıştı. Tanzimat ile birlikte, yani çeşitli alanlarda yapılan ıslahatlar ile gayrimüslim tebaa, Müslüman tebaadan daha fazla yararlanma ve güçlenme imkânına kavuşmuştu.

Ne var ki, devletin teşvik ve sermaye desteğine rağmen, ticaret ve esnaflık faaliyetinde tecrübe eksikliği ve yatkınlığı olmayan Müslümanlar bir süre sonra ya işi bırakmak ya da iflas etmek zorunda kalırlar. "Hayriye tüccarı gibi top attı" deyimi böylece ortaya çıkmıştır. "Top atmak", ticari anlamında iflas etmek, amiyane olarak "sermayeyi kediye yüklemek", kısacası başarısız olmak demektir.

İstanbul'da deniz ulaşımını sağlamak üzere bir şirket kurulur: Şirket-i Hayriyye. Tarihi, gelişim ve değişim süreçleri ilgili kaynaklardan ayrıntılı bir şekilde öğrenilebilir. Özetle, daha sonra Şehir Hatları İşletmesi, İstanbul deniz ulaşımı hizmetini yakın zamanlara kadar, Ulaştırma Bakanlığı'nın bir birimi olarak yürütegelmiştir. Birkaç yıl önce bu işletme Büyükşehir Belediyesi'ne verildi. O da geçen yıl deniz ulaşımı hizmetlerini, yani İDO'yu ihaleyle özel sektöre devretti. İhaleyi Afken Holding ile Sera ve İskoç asıllı İngiliz işadamı Brian Souter kazanmıştır. Souter bu konuda şöyle diyor:

"İDO benim Türkiye'deki ilk yatırımım değil. İlk yatırımımı bundan 15 yıl önce bir kağıt fabrikasına ortak olarak yapmıştım. Daha sonra bir kağıt fabrikası daha satın aldım. Sonunda da bunları birleştirerek sattım. Türkiye'deki yatırımlarımdan her zaman çok memnun kaldım. Kağıt fabrikamızı Ülker Grubu Başkanı Murat Ülker'e sattım. Böylece Ülker'le başlayan dostluğumuz bugünlere geldi." (Hürriyet/Ekonomi, Hülya Güler haberi, 12 Şubat 2012)

İDO'nun özelleştirileceğini duyan Souter, Murat Ülker ile görüşür, O da Afken Holding başkanı Hamdi Akın'ı tavsiye eder ve böylece ihaleye girer ve alırlar. "İDO'da yapılan çalışmalardan ve ilk sonuçlardan çok memnun olduğunu" söyleyen Souter, Türkiye'de daha fazla yatırım yapacağını da ekliyor. "Souter Investments" adlı bir kuruluşun sahibi olan Souter'ın, kız kardeşi Ann Gloag ile birlikte kurdukları bir otobüs şirketi olan Stagecoach" İngiltere'de otobüs hizmeti sunmakta ve ayrıca demiryolu işletmeleri de bulunmaktadır. Ekonomiye katkıları ve İskoçya'da sosyal sorumluluk projeleri dolayısıyla İngiltere Kraliyet Ailesince "Sir" ünvanıyla ödüllendirilmiştir. Bütün bu şirketlerin kuruluş sermayesi Souter'ın babasının tazminatına dayanıyor. Souter Investments'ın 120 ülkede yatırımlarının bulunduğunu da ekleyelim.

On beş yıldır Türkiye'ye gelip giden Souter'ın "Marmara Denizi ve Boğaz'a olan aşkı" onu İDO ihalesine yöneltiyor. Doğrusu "âşık olduğu bir denizde işleyen deniz otobüsleri" onu fazlasıyla mutlu ettiği için, ortalama iki ayda bir Türkiye'ye gelip gidiyor. Her gelişinde İstanbul'u "biraz daha seviyor". Ayrıca PureGym adlı bir spor salonu yatırımı müjdesini de veriyor. Çünkü Türkiye'de "müthiş bir genç nüfus"un bulunduğunu keşfediyor.

12 Şubat Pazar günü Eskihisar'dan Topçular iskelesine İDO'nun arabalı vapuruyla geçiş yaptım. Armutlu Tatil Köyü'nde, pek istemeden aldığım devremülkte birkaç gün kalacağım. İDO'nun arabalı vapurunu bindiğim anda müthiş bir iç huzursuzluğu yaşamaya başladım. Bu halkın vergileriyle kurulmuş bir kamu malının, yani beytü-l mâlin, özelleştirme politikasıyla devredilişi müstağni kıldı beni. İlenç ve hayıflanma duygusu içimi daralttı. Yeni Dünya Düzeni, Yeni Emperyalizm ve Yeni Osmanlıcılık gibi sloganların nasıl derinden işlemekte olduğunun somut gerçekliğini hatırladım. "Babalar gibi satanların", "yabancılar topraklarımızı sırtlayıp mı götürecek?" diyenlerin tarihi aymazlıklarını, tarihi bilinçsizliklerini de...

Elbette vapur ücretleri ve vapurdaki yiyecek-içecek fiyatları, mesela çay da yüzde elli arttırılmıştır. Tabii ki Souter, Marmara Denizi'ni ve Boğaz'ı bizden daha çok sevecektir bu durumda. Şirket-i Hayriye, Şehir Hatları gibi İDO da acı bir hatıra olarak yerini almıştır yüreklerde.

22.02.2012 Milli Gaz.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.