- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
05 Kasım 2025- İstanbul15°C▼
- Ankara18°C
- İzmir19°C
- Konya16°C
- Sakarya18°C
- Şanlıurfa23°C
- Trabzon16°C
- Gaziantep21°C
İSMAİL KILLIOĞLU'NDAN: TOPTANCI YAKLAŞIM
Toptancı yaklaşım, hele düşünce, yanıltıcı olmanın ötesinde savunur gibi gözüktüğü konuya, ideale, dava ve inanca büyük zarar verir.

Bilginin doğruluğunu bir seçenek olarak hesaba katamadığı için, doğru bilginin mahiyet ve yöntemini yeterince değerlendiremez. Buna rağmen bilgi suretinde algıladığı şeyi, herhangi bir ayıklama işlemine gerek duymaksızın dayanarak yargıda bulunur. Varsa yoksa, övünç duyduğu, kendini öncelikle isbat ve hoşnut kıldığı için yargıda bulunmakla zorunlu sayar. Yargı onun için bir üstünlük vesilesidir, cesaret göstergesidir, tanımadığı ve güvenemediği varlığının isbat nedenidir. Yargılayıcı bilgi, düşünce ve inanç, onun elinde iki ucu keskin bir kılıçtır. Bilginin, düşüncenin ve inancın güven verici, insanı hakikate yöneltici ve buluşturucu soluğu, yok edici bir mekanizmaya dönüşür.
Toptancı yaklaşım, bilginin, düşüncenin ve inancın mahiyet ve niteliklerinin inceliklerini, bu inceliklerdeki mahremiyet ve mukaddesliğine nüfuz edebilme yetisinden yoksun olduğu için, bunların önemini, değerini, yenilenme ve çiçeklenme devinimini hiçbir zaman dikkate almaz. Bunları, kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılasın diye emrine verilmiş araçlar olarak görür, öylece de kullanır.
Bu bağlamda toptancı yaklaşım, otoriter olmanın ötesinde anut, vurdumduymaz bir totaliter kimlikte tecessüm eder, somutlaşır. Varlığı, iradesi, eylemi “iktidar” hırs ve tutkusunda adeta fışkırır. Bu noktadan sonra toptancı yaklaşım, bilgiyi de, düşünce ve inancı da, bunların bağlı olduğu varlık ve değerleri de emen, sömüren, istismar ve talan eden, yağmalayan bir süreç haline gelir. Hak, hakikat, adalet, nasafet, merhamet, sevgi, hikmet, marifet, mahremiyet, ulviyet, gaiyet tüketilebilen nesnelerdir. İnsan, tarih, kültür, uygarlık, hükmetme duygu ve tutkusunu harlandırmak için ocağa atılacak maddelerdir sadece.
Tarih, toptancı yaklaşımların yıkıcı ve yakıcı mekanizmalarının çatlayan aynalarını insanlığa sergilemekten adeta yorgun düşmüştür ama yansıtma görevinden hiç de şaşmamıştır. Firavunlardı, Ebu Cehil ve Leheblerdi arkası ve soyu kesit olsa da sürüp gelenler.
Batı düşünce tarihinde, hala kokusu gelen ve dumanı tüten Skolastikten kendi şart ve bağlamında zincirinden kurtulmasını sağlayan ve “modernizm” şeklinde çok sonraları nitelenen hareketler, belki en yeni örneği sayılabilir.
Ne var ki, bizdeki toptancı yaklaşım bu örneklerin üzerinde doğru bilgi merakı, hakikat sevgisi adına bile olsa, zahmet edip algılama yoluna yönelme yerine, yaralama kılıcını çekmeye uğraşıp duruyor.
30.10.2013 Milli Gazete
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.