- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
 01 Kasım 2025
01 Kasım 2025- İstanbul12°C▼
- Ankara7°C
- İzmir15°C
- Konya8°C
- Sakarya11°C
- Şanlıurfa15°C
- Trabzon18°C
- Gaziantep10°C
İSTANBUL’U 'GÖREN' SARRAFOĞLU İLE KADİM ŞEHİR ÜZERİNE
İstanbul deyince “evrensel bir şehir” aklıma geliyor

07 Eylül 2016 Çarşamba 13:38
30 yıllık gazeteci, hezarfen Fahri Sarrafoğlu ile İstanbul’u ve İstanbullu olmayı konuştuk
İbrahim Ethem Gören | Dünya Bülteni/ Kültür Servisi
Fahri Sarrafoğlu nevi şahsına münhasır, çok yönlü bir kişilik. Gazeteci, yazar, araştırmacı, eğitimci, iletişimci, rehber, kişisel gelişim uzmanı ve İstanbul âşığı bir entelektüel zattan bahsediyorum. Önce insan diyerek irfan yoluna çıkarak vaktinin önemli bir bölümünü eğitime ve öğrenmeye hasreden 30 yıllık gazeteci, hezarfen Fahri Sarrafoğlu son yıllarda kişisel gelişim üzerine odaklanmış görünüyor. Sarrafoğlu’nun uzmanlık alanları arasında İstanbul da bulunuyor. Sarrafoğlu ile İstanbul’u ve İstanbullu olmayı konuştuk.
İbrahim Ethem Gören: Fahri Bey, İstanbul’da ne arıyorsunuz?
Fahri Sarrafoğlu: Çok güzel bir soru bu yıllardır ilk defa bana böyle bir soru soruldu, öncelikle teşekkür ederim. Yıllar önce -ki tam 30 yıl önce- 1976 yılında gelmiştim İstanbul’a 10 yaşında bir çocuk iken ve başladım aramaya. Ne mi arıyordum! Şimdi şöyle düşünün İbrahim Bey… Çocuksunuz bilmediğiniz bir şehre gittiniz anne ve babanızla bir ara etrafa bakacağım derken anne ve babanızın elini bıraktınız. Aa bir de baktınız ki eyvah anneniz, babanız orada yok. Ne yapar o çocuk? Telaşlanır, hemen onları aramaya başlar.

İSTANBUL’DA ECDADIMIZI ARIYORUM
Gurbettedir, kimseyi bilmez, tanımaz, nereye gidecek kime soracak bilemez. Ne yapar bu çocuk? Kaç yaşında olursa olsun ilk önce ağlar, sonra da bağırmaya ve aramaya başlar. İşte İstanbul’da ben yıllar önce bizden kopartılan “ecdadımızı arıyorum.” Yıllar önce bize hain denilen, yıllar önce yok o senin gerçek anne-baban değil denilen ecdadımızı yani geçmişimizi yani anne-babamı arıyorum. İşte ilk geldiğimde İstanbul’a ilk tanıştığımda İstanbul’a hah dedim evet, ben ne aradığımı biliyorum ve ne aradığımı da burada bulacağım.
Aradıklarınızın ne kadarını bulabildiniz?
Elhamdülillah niyetiniz aramak olunca Rabbim size ikram ediyor. Yani sizin niyetinize göre Allah lütfediyor. Neyi arıyordum, gerçek tarihimizi, gerçek geçmişimizi, bize sonradan anlatılan değil, gerçek bilgileri arıyordum. Bu aramak hah buldum tamam bitti diyebileceğiniz bir şey değil. Eğer öyle olsaydı 30 yıldır arıyorum tamam şimdiye kadar buldun buldun veya bulamadın pes et. Ya da eee aradın, işte buldun yetmez mi? Hayır hayır, olur mu? Aramaya devam… Buldukça size açılıyor tarih, buldukça size daha fazla bilinmeyenlerini gösteriyor tarih. İşte sizdeki samimiyeti gördükçe aa diyorsunuz daha ne kadar bilinmeyen sırlar varmış.
Devamı için: http://www.dunyabulteni.net/haberler/376675/istanbulu-goren-sarrafoglu-ile-kadim-sehir-uzerine
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.