04 Mayıs 2024
  • İstanbul14°C
  • Ankara14°C

İSTİKLÂL MARŞI GÜNLÜĞÜ ADIM ADIM İSTİKLAL MARŞI’NA: 14 ŞUBAT 1921

Ocak ve şubat Ankara’nın en soğuk aylarıdır…

İstiklâl Marşı günlüğü Adım adım İstiklal Marşı’na: 14 Şubat 1921

15 Şubat 2021 Pazartesi 10:59

Bundan yüz yıl önce bu aylarda Ankara’nın şiddetli soğuğu ile baş etmeye çalışanlar, ülkeleri için büyük bir gelecek endişesi içindedir. Batı’da düşman kuvvetlerinin ileri harekâtı devam etmekte, İnönü’de bir duraklama olmakta ve bu belirsizlik zafer olarak ilan edilmektedir. Güneyde, Antep’de halkın Ermeni-Fransız kuvvetlerine karşı direnişi zor bir döneme girmiştir. İngilizler Sevr’i ufak tefek değişikliklerle kabul ettirmek için Londra’da bir konferans hazırlığı içindedir.

İşte en çok da böyle bir zamanda tarihe milletin sözü kalıcı şekilde söylenmelidir. Bunun için yarışma dahi açılmıştır. Fakat yarışma o sözün ortaya çıkmasını sağlayamamıştır.

Meclis’in irşad maksadıyla Kastamonu’ya gönderdiği Mehmed Âkif ocak ayı başında Ankara’ya döner. Âkif’in Kastamonu Nasrullah Camii kürsünden yaptığı konuşmanın yankıları devam etmektedir. Nasrullah vaazı binlerce, on binlerce basılıp dağıtılmış, hocalar tarafından cami kürsülerinden okunmuş, kalabalık yerlerde yüksek sesle tekrarlanmıştır.

Âkif Kastamonu’dan millî mukavemetin bayrağı olacak sözler söylemiştir. Oradan Sebilürreşad’ı birlikte çıkardıkları Eşref Edib’le birlikte dönerler.

Mustafa Kemal Paşa Âkif’le Eşref Edib’i dâvet ederek istasyon binasında görüşür. Paşa, “Sevr Muahedesi’nin memleket için ne feci bir idam hükmü olduğunu Sebilürreşad kadar hiçbir gazete memlekete neşredemedi. Manevî cephemizin kuvvetlenmesinde Sebilürreşad’ın büyük hizmeti oldu. Her ikinize de bilhassa teşekkür ederim” der.

Görüşme İstasyondaki küçük bir odada yapılmıştır.

3 Şubatta Sebilürreşad’ın Ankara’da ilk sayısı çıkar (467. Sayı). Sebilürreşad bu dönemde Büyük Millet Meclisi tarafından desteklenmiş, Matbuat Umum Müdürlüğü’nün matbaasında basılmış, bir kısmı yayıncılara verilmiş, büyük kısmı resmî kanallarla dağıtılmıştır.

Bu arada “İstiklâl Marşı’nı kim yazabilir?” sorusunun cevabı ilgililer nezdinde verilmiştir. Sözün sahibi bellidir, fakat o, prensip meselesi olarak yarışmaya katılmayı ve para mükafatı almayı reddetmektedir.

        *5 Şubat. Maarif Vekili Hamdullah Subhi’nin İstiklâl Marşı için Mehmed Âkif’e tezkere yazar. Şairin hassasiyeti dikkate alınacak, gereken yapılacaktır.

*8 Şubatta, bir süredir Fransız kuvvetlerine direnen Antep’in teslim olur.

* 14 Şubat. Hâkimiyet-i Milliye gazetesinin birinci sayfanın sol alt kısmında “Bir vaazdan” başlığı altında Mehmed Âkif’in Kastamonu çevresindeki vaazlarından birinin bir bölümü şu sunuşla yayınlanır: “Şair-i muhterem Mehmed Âkif Bey Efendi’nin Kastamonu havalisinde irad ettiği mevizalardan [vaazlardan] biri (Sebilürreşad) refikimizde intişar etmiştir [yayınlanmıştır]. Mev’izanın sonunu bervech-i âti [aşağıdaki gibi] iktibas ediyoruz.”

123.png

”Bir vaazdan” Hakimiyet-i Milliye, 14.2.1920

 

Bu haberin Âkif’in İstiklâl Marşı’na bir nevi hazırlık maksadıyla yayınlandığını söyleyebiliriz.

Âkif İstiklâl Marşı’nı yazmaya ikna edilmeye çalışılmaktadır. Bu hususta Taceddin Dergâhı’nda beraber kaldıkları genç arkadaşı, Karasi meb’usu Hasan Basri büyük gayret göstermektedir.

Esasen şair böyle bir şiiri 1912’den beri zihninde taşımaktadır. Bu şiir yazılacaktır, bir şekilde kâğıda dökülecektir.

Bu şiddetli kış soğuğunda Hacettepe’den Meclis’e gidip gelirken onun zihinde kıvılcımlar çakmaktadır…Âkif’in şiiri Ankara’nın şiddetli soğuğunda cemre düşercesine ruhları ateşleyecektir!

O gün yakındır!

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.