- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
KARNIMIZ MI, GÖZÜMÜZ MÜ, YOKSA RUHUMUZ MU DAHA AÇ…
Eskilerin bir güzel sözü vardır, “Tok olan ekmeğin dışını, aç olan özünü görür” diye. Bugün biraz açlıktan bahsedelim istedim. Açlığın türleri vardır herkesçe bilinen.
25 Mayıs 2022 Çarşamba 13:35
Bir kısmı fizyolojik ihtiyaçlar olarak zuhur eder ve giderilmemesi insanı zayıf düşürür, hasta eder. Bir kısmı aç gözlülük olup kolay kolay tedavisi mümkün olmayan bir hastalıktır ruhlarımızı kuşatan ve örseleyen. Diğer bir kısmı ise manevî açlık olup, ancak sadra şifa veren sözler ve amellerle teskin olur. Nasıl ki aç olan kimse ekmeğin kokusunu çok uzun mesafeden alır, bir an önce nimete kavuşmak ve karnını doyurmak isterse, manen doyurulmayı bekleyen ruhlar da Maşuk’una vasıl olmayı, O’nun boyasıyla boyanmayı murat ederler. Karnı tok, sırtı pek olanlar için ekmek, sadece dış görünüşü ile bir yiyecek olarak anlaşılacaktır. Ama açlık çekenler için o sıradan bir yiyecekten çok daha ötesini ifade eder, çünkü ancak onunla hayatiyetini devam ettirebilecek, yeryüzündeki vaktini tamam edecek kuvvete kavuşacaktır. Ancak böyleleri “ekmeğin özünü görme” hissiyatına sahip olanlardır.
Devamı: https://www.maarifinsesi.com/karnimiz-mi-gozumuz-mu-yoksa-ruhumuz-mu-daha-ac/
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.