KAVMİYET CEHENNEM ATEŞİDİR, YAKAR İNSANI

Ey Can Yazıları

Ey Can!.. Kara siyasanın bulutlarından düşecek olan rahmet değil ve gökten inecek olan toprağın beklediği bereket değil, olsa olsa gazaptır, kahırdır, gözyaşıdır, hüzündür, ölümdür.

Ey Can!.. Yeryüzünü kana bulayan anlayışın temsilcileri değişse bileher devirde, devranda yapılan zulüm, başka bir isimle adlandırılmamıştır ki bundan sonra yapılan eziyet ve haksızlık, başka tanımlama ile anlamlandırılmaz, mana kazanmaktan uzak düşer.

Ey Can!.. Hayata mana kazandıran maneviyattan yoksun olan her anlayış, insana saygıyı ortadan kaldıran ve yeryüzünü cehenneme döndermeyi kendilerinin var olma anlayışlarıyla bir tutan zihniyet, tarihin her devresinde yok olmaya mahkûm kılınmışken, hala bundan ders almayanların içine düştüğü açmazı, daha başka nasıl bir ifadeyle dile getirelim?

Ey Can!.. Bugün adına siyasa denilen yönetim anlayışlarının insanlığa bir huzur getirmediğini görmekteyiz. Yeryüzünü gittikçe işgal eden anlayışlar, insana huzur getirme adıyla yola çıkıp savaşları refahın yerine ikame ederken, kendilerini barış temsilcileri olarak gösterip, işgal ettikleri ülkeleri yer üstü ve yer altı kaynakları için tahrip eden, insanlarını köle konumuna sokan ceberrut hakimiyetler, her dem lanetlenmemiş midir? Bu anlayışlar, kendi insanlarının huzurunu esas tutup, başkalarının gözyaşları üzerinde, kanları üstünde, beddualara aldırmadan kurdukları saltanatlarının süregen olabileceğine ihtimal vermezken, daha çok kanın dökülmesini, daha çok canın alınmasını, daha çok insanın umutsuzluğa kapılmasını, daha çok insanın kahrolmasını, daha çok insnanın acı çekmesini uzatmayı düşündükleri ömürleri için kâr olarak görürüken, kendilerini dünya hâkimi ilan edenlerin ömürlerinin sonunda ne derecede müptezel bir duruma düşüp rezil-rûsva olduklarına şahidlik eden tarih, bu tarz nice sahnelerle doludur.

Ey Can!.. Kavmiyet hırsıyla kendilerini büyük görenlerin nihayetinde parçalanmışlıklarına tarih şehadet etmiyor mu? Hangi kavim, farklı kutsallıkla yaratılmıştır ve hangi kan, damardan akarken kırmıız değildir?

Ey Can!.. Hangi insan, ölürken acı çekmemiştir ve hangi insan, ırkı ne olursa olsun ölümle tanışmamıştır? Irkı ne olursa olsun, hangi insan, ecel şerbetinden uzak kalmıştır? Hakk'a iman etmiş olanların kalbinde kibir ve riya olur mu? Kişi iman ettikten sonra başkasından üstün olduğunu iddia edebilir mi? Hakk'a iman etmiş olan, mensubu olduğu kavmi ile övünme hakkına sahip olur mu? Farkllı coğrafyalarda doğanların tenlerinin rengiyle övünme hakkı var mıdır? İman ettikten sonra beyaz olmanın, zenci olmanın, daha açık ifadeyle Arap, Türk, Kürt, Pers olmanın kıymet-i harbiyesi var mıdır?

Ey Can!.. Kim hangi bayrak altında yaşarsa yaşasın, esas olan inanç birlikteliği değil midir, insanlar arasındaki husumetleri ortadan kaldıran? Kim hangi geleneğe, hangi örfe, hangi tarihe sahip olursa olsun, inançta birliktelik, her şeyi aklayan ve paklayan derman değil midir?

Ey Can!.. Ben Arap değilim, Arabî bilmem. Lakin Kureyşli bir kadının oğlu olanın İsmine kasem olsun ki insan, daima zarardadır, hûsrandadır, ziyandadır. Ki belirtilene uyulmadıkça ;İ kim hangi kavimden olursa olsun, netice değişmeyecektir, son hayırlı olmayacaktır. Kimse mensub olduğu kavmiyle övünmesin. O, "Ben Arabım, Araplar benden değildir." diyerek, inancın kavmiyetçiliği yasakladığını belirtmemiş miydi?

Allah'ın ayetlerinden olan farklı milletlerin olma hali, farklı dillerin bulunuşu, kimseyi rahatsız etmemelidir. Madem iman ettiğimizi söylüyor ve belirtiyoruz, o halde hangi milliyetten olursak olalım, bizim için esas olan innaç birlikteliğidir, bizi bir araya getiren iman etmiş olmamızdır. Bir tarağın dişleri misali mûsavî olmak varken ayrık otları gibi farklı yerlerde durmanın manası var mıdır?

Ey Can!.. Herkes kavmiyle övünürse, aşireti ile gurur duyar ve kibirlilik taslarsa sonumuz ne olur?

Ey Can!.. Ben Fars kavminden değilim. Araplar, kendisinden başka her kavme "Acem" der. Bu Romalıların başkasına yabancı manasında "Barbar" demesi misalidir. Acemlerle Araplar arasında bir üstünlüğün olmadığını, üstünlüğün takva ile olduğunu, Allah korkusuna bağlı olduğunu ifade eden Peygamber, kendisini kuru ekmek yiyen bir " Kureyş Kadının Oğlu" olarak belirtmemiş miydi?

Ey Can!.. Allahın evinde aynı safta duranların, aynı kıbleye yönelenlerin, aynı duaya "Amin!.." diyenlerin ibadet sonrasında farklı tellerden çalmalarına bir mana vermekte misin? Bu nasıl inanç anlayışıdır ki kardeş, kardeşi mensup olduğu kavmiyet hırsıyla öldürür, yaralar, küçümser?

Ey Can!.. "İnanan için cehennme girmek için kardeşini hâkîr görmek yeterdir" diyen Peygamber, "Yalan söyleyen bizden değidlir." derken, "Komşusu aç yatarken tok yatan bizden değildir" dememiş miydi?

"Ey Can!.. Ben, aç yatmaktaysam, sen hor görülüyorsan, başkası yalan söylüyorsa görünen umumî manzarada Peygamberin söylediklerine farklı açıklamalar getirenler kim olursa kezzab değil midir?

Ey Can!.. Kavmimi sual etmişsin. Öncelikle insan olduğumu belirterek sualine cevap vermek isterim. Ben, Afrikanın balta girmemiş bir oramnında doğmuş olsaydım, içinde olduğum milletten kendimi sayardım, kuşkusuz. Ben, Mısır'da doğsaydım, Mısırlı sayardım, kendimi. Kum'da doğsaydım, Fars milletinden olurdum. Ben, Delhi''de doğsaydım, Hindli addederdim, kendimi. Ben Bakû'de doğsaydım, Azerî olurdum. Dahası ne diyeyim?

Ey Can!..Doğduğum memlekette konuşulan dille büyüdüm, anam-babam nasıl büyüttüyse öyle yetiştim. Mektebe başlarken öğrendiğim dille yazmaya başladım. Rahmetli Babam, bana geçmişten birçok şey anlattı. Onun Babasını küçük yaşta kaybettiğini bilyorum. Dedesini de hayal meyyal hatırladığını biliyorum. Hayatı itişme-kalkışma arasında geçmiş bir babanın evladı olarak, derim ki bize olanların, reva görülenlerin sonunda akan gözyaşının artık dinmesini istemekteyiz, açıkçası. Kim mensubu bulunduğu millet dolayısıyla ayrıcalıklıdır, Rabbin katında? İstersen beni "Türk" bil, istersen hakikatte "Kürd" olduğumu öğren, benim sana söyleyeceğim, her şeyin önce insan olmaktan geçtiğini bilmen gerekir. İnsana saygının olmadığı, erdeme değer verilmediği, tarihin bilinmediği, kültürün yaşanmadığı, medeniyetten bir şeyin alınmadığı devranda inanç birlikteliğinin hem medeniyete sahiplenmede, tarihi öğrenmeye kapı aralamadaı, kültürün tanınması ve yaşanması için bir ışık olduğunu belirtsem mi?

Ey Can!.. Sana bildiğim dört farklı dilden de seslensem, merhamet etmeyene merhametin haram olduğunu söyleyeyim mi? Bildiğim dört farklı dilden hangisiyle konuşsam, merhametin manası değişmez ki, kardeşliğin ismi farklı olmaz ki, Allah'ın muzazzez adı farklı mana taşımaz ki...

Ey Can!.. Bak, Türkçe yazıyorum, bu yazımı, sana. İstersen Kürdçe yazayım, sana "Ey Can!.." yerine "Lo Bıra!.." diyeyim. Arabî lisanda sana "Ahî!.. " hitabıyla sesleneyim, İngilizî dilde "My brother" de diyebilirim. Farsî olarak da hitap edebilirim, kendimce.

Ey Can!.. Herkesin hûsranda olduğunu hepimiz bilmekteyiz. İman edenin, Hakk'ı tavsiye edenin, sebat sahibinin,hayra davet edenin bu hûsran halkası içinde olmadığını buyuran Rabbimiz, ne güzel söylemiştir. Allah'tan daha güzelini söyleyen kim vardır? O'nun ipine sımsıkı sarılmayanların beraberlik içinde olması mümkün müdür?

Ey Can!..Kavmiyet cehennem ateşidir, yakar insanı. Hangi millettense seni kardeş bilmekteyim. Seni kardeşim olduğun için sevmekteyim. İnancın ne olursa olsun, hangi dilden konuşursan konuş, hangi coğrafyada bulunmaktaysan bulun. Seni de beni de yaradan birdir. Yaradana saygıda kusur etmemiz, O'nun rızasından kendimizi mahrûm bırakmaktır. Bu sebeple, yeryüzünde hem Rahman hem Rahiym sıfatıyla kaîm olan Rabbimiz Allah'ın ismiyle seni muhabbetle selamlarım, kucaklarım.

03.05.2013