18 Mayıs 2024
  • İstanbul18°C
  • Ankara23°C

KEMANÎ HAYDAR TELHÜNER

M. Çetin BAYDAR

Kemanî Haydar Telhüner, 1911 yılında yüzbaşı Derviş beyin ve Cemile Hanımın oğulları olarak Erzurum'da dünyaya gelir.

Daha yedi-sekiz yaşlarında iken Erzurum'un mahalli çalgısı olan meyle tanışan sanatçı, daha sonra büyülü, bir zaman sonra da dinlediği şarkılarda duyduğu keman ve ud sesinden etkilenerek, bu sazlara yönelir. O günün şartlarında bu sazı öğretecek birini bulmadığından olsa gerek; kendi kendine çalışıp, bu yolda ilerler.

"Yaratılışındaki kabiliyetin musikide büyük ufuklara yönelttiği" Telhüner, kendindeki eksikliği gidermek için, bir dönem, Erzurum Lisesi müdürü Murat Uraz'ın yardımıyla, bu okuldaki musiki derslerine devam eder ve bu sayede nota öğrenir. Feyyaz İbrahimhakkıoğlu'nun konuyu anlatırken söylediği bir cümleye yer vermek istiyoruz bu noktada: "Dikkatinizi bir noktaya çekmek istiyorum; O zaman ki Erzurum lisesinde okutulan müzik derslerinin seviyesi musikide bir zirve olacak sanatkâra yetiyor."

Bir müddet Erzurum öğretmen okuluna devam ettiğini gördüğümüz Telhüner'in, içindeki sanat aşkı, onun bu mesleğe intisab etmesine mani olur ve okulu bırakarak, notaların izinde yürümeye devam eder. (Sebahattin Bulut, Erzurum'da İz Bırakanlar, s.146, Kültür Yayınları, İstanbul 1995)

İlk eserini 1930 yılında, Faruk Nafiz'in;
"Soldukça günün matemi altında çiçekler,
Bir gölge tanırdım ki, uzaktan beni bekler.
Kalbimde emel, yolda vefasız kelebekle"
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.