- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
KENAN ALPAY: KENDİ OLMAYA CESARETİ, BAŞKASI OLMAYA BECERİSİ YOK
Özü sözü bir olmak, içi dışı bir olmak muhataplar nezdinde her zaman güven telkin etmiştir. Söz ve davranış arasında açılan makas sadece şüpheyi değil öfkeyi de büyütmüştür çoğu zaman.
11 Haziran 2019 Salı 14:17
Söz ve davranışlar arasındaki çelişki gibi zamana ve zemine göre sarf edilen sözlerin birbirini tutmaz oluşu da toplumsal ilişkilere fayda değil her zaman zarar getirir.
“Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” tavsiyesinin sadece seslendirilmesi ve işitilmesi değil yaşanır olmaktan çıkmasının üzerinden de epeyce zaman geçti. Eskilerin “içten pazarlıklı” diyerek ayıplayıp kınadığı davranış modelleri şimdilerde “profesyonel pr çalışması” kategorisinde görülüp takdir ediliyor. Bütün basitliği ve fırsatçılığı içinde “zaman sana uymuyorsa sen zaman uy” modelinde hareket etmek mutlak başarının büyük sırrı gibi benimseniyor.
Sadece siyasi ve iktisadi davranış biçimleri değil itikadi, ahlaki ve hukuki ilkeler dahi bu omurgasızlık ikliminden nasiplendiği için bolluk içinde yokluk, konfor içinde güvensizlik hissi büyüdükçe büyüyor. Bereket niçin azaldı, huzur ve sükûnet neden kayıp, dostluk ve komşuluk nasıl da hızla çürüyor sorularına ciddi ciddi kafa yorup cevap aranamadığı için yaygınlaşan depresif ve saldırgan tutumları, artan ırkçı eğilimleri, iyiden iyiye keskinleşen politik kamplaşmaları izah etmek hiç kolay olmuyor.
Belaya Dönüşen Şifre Merakı
Gerileme ve çöküş süreçlerinden çıkış yolunu hata ve günahlarımızla yüzleşme, yanlışlarımızın özeleştirisiyle temin etmek yerine sürekli bir biçimde kimi gerçek kimi hayali, kimi orantılı kimi abartılı düşmanlara yükleyerek sorunlarımızı kronikleştirdik maalesef. Kronikleşen sorunların hemen tamamı kangrene dönüştü ve büyük acılara, devasa yıkımlara maruz kaldık. Tarih boyunca maruz kaldığımız fesat, bozgun, kıtlık, sıkıntı gibi toplumsal felaketler için Kur’an-ı Kerim pek çok uyarının yanı sıra bir de şu ayetle bizlere yüzleşme çağrısı yapar: “İnsanların kendi elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde fesat ortaya çıktı. Belki vazgeçerler diye, yaptıklarından bir kısmını Allah onlara böylece tattırıyor.” (Rum Suresi-41) Kendi ellerimizle işlediğimiz cürümler üzerine muhasebeye girişmektense, bireysel ve toplumsal günahlarımızla hesaplaşmaktansa en kolay ve fakat en baştan çıkarıcı yollardan birine tevessül ettik: Komplo teorileri.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.