- Hakkımızda
- TYB Ödülleri
- Genç Yazarlar Kurultayı
- Kitaplık
- Ahlâk Şûrası
- Yazar Okulu
- Mehmet Âkif Ersoy
- Türkçe Şûrası
- Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi
- Yayınlar
- Söyleşi
- Şube Haberleri
- Salgın Edebiyatı
- Haberler
- Şiir Şölenleri
- Mesnevi Okumaları
- Kültür & Sanat Haberleri
- Kültür Kervanı
- Kırklar Meclisi
- Duyurular
- Biyografiler
KENDİ TÜRKÜSÜNÜ SÖYLEMEYEN DÜŞÜNCELER HALKTA KARŞILIĞINI BULMAZ
Halkın her şeyi bilmesi söylemi, günümüze aittir ama bu durumda da bilgi kirliliği oluşturulur. Halk doğru ile yanlışı birbirinden ayırt edecek usule sahip olmadığından bu sefer karmaşa ve lakaytlığa yönelir.
17 Mart 2022 Perşembe 15:41
Her şey değersizleşir, namus, devlet, din ve kahramanlar bile sıradanlaşır. Bu da toplumu çözer ve ayrıştırır.
Büyük devletler ve büyük düşünceler kendi tarihini yazmak için kendi kahramanlarını üretir. Kendi menkıbelerini yazar. Kendi şiirini ve destanını söyler. Kendi türküsünü söyler ve bu türkülerle halkın muhayyilesini şekillendirir, kalbini çalar. Bu nedenle büyük şahsiyetler, büyük fikirler ve güçlü devletler önce insanın yüreğinde bunu kabul ettirirler. Bunu kabul ettirmenin yolu kendi şiirini yazmak, türküsünü söylemek, destanını okutmak, menkıbelerini üretmektir. Bütün bunları gerçekleştiren, olağanüstü bir başarı kazanmış olur. Bunlarla yaşar halkın kalbinde. Bunları yapamayan halkta karşılığını bulmaz. Kitap ehli dinlerin hâlâ günümüzde yaşanıyor olması da onların kitabi olmalarından kaynaklanmaktadır.
Kuran’ın kuru bir kitap olmaktan öte, musiki bir ahenge sahip olması, güzel sesle söylenmesi, şiirsel bir dile sahip olması, kendi hikâyesini söylemesi onu geniş kitlelere ulaştırmadı mı? Hâlâ en büyük tebliğci bizzat Kuran’ın kendisi değil midir? Bu nedenle her ideoloji kendi kahramanını üretmeye çalışır. Bunun doğru olması veya yalan olması önemli değildir. Hatta gerçekten kahraman olması bile önemli değildir. Önemli olan, misyonu ifade eden sembol bir kimlik olmasıdır. 15 Temmuz olayı bile birkaç kahramanlık etrafında heyecan oluşturmuyor mu? Yaptığınız mücadelenin hikâyesini, şiirini ve menkıbesini üretmezseniz halkın gönlünde yer alamazsınız. Menkıbelerin çokluğu hakikatin anlatımı değil, bir anlayışın inşasıdır. Avam ile havas arasındaki fark budur. Havas olan, tüm bu görünenin arkasındaki görünmeyeni sorguladığı gibi, “Doğru mu acaba?” diye araştırır.
Devamı: https://www.insaniyet.net/kendi-turkusunu-soylemeyen-dusunceler-halkta-karsiligini-bulmaz/
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.